Haber böyle bir şeydir işte... Gazeteci, aldığı bir istihbaratı doğrulatmak için yola çıkar ve o yolun sonunda bambaşka bir haberle daha karşı karşıya kalır bazı zamanlar. İşte, sadece Ahmet Hakan'ın dalağını aldırmaya varan askerlik macerasını araştırmak üzere mevzuya dalan bendenizin karşısına çıkan ilginç intihar öyküsü de böyle bir şey...
Bugün size Prof. Dr. Fahrettin Alpaslan'dan bahsedeceğim biraz... TSK'nın irtica ile kıyasıya mücadele ettiği 28 Şubat döneminde GATA'nın başında olan ancak her nedense Kasım 1998'de başına bir kurşun sıkarak hayatına son veren komutandan...
Üstelik de o yılın son YAŞ toplantısından tam 4 ay sonra...
Peki, o tarihlerde TSK'da adeta infial yaratan bu intiharın sırrı neydi acaba?
Bu intihara sebep olan şey, iddia edildiği gibi komutanın irticadan dolayı emekli edilmesi miydi? Yoksa, Milli Görüş kanadına yakın olduğu iddia edilen komutanın o tarihlerde o kanadın en popüler ismi Ahmet Hakan'ın Sultan Fatih'te geçirdiği mide ameliyatı sonrası Kasımpaşa Deniz Hastanesi'nden aldığı ilk çürük raporuna onay vermek için dönemin en güçlü komutanı Çevik Bir'e karşı verdiği mücadelede yenik düşmesi miydi?
Ya da hakkında ortaya atılan, ancak ayrıntıları bilinmeyen yolsuzluk iddialarının neticesinde yıpranan ismini temizlemek adına ölümü mü tercih etmişti GATA komutanı?
Velhasıl bu sır intiharın ardından sorabileceğimiz onlarca belki de yüzlerce soru var daha...
Mesela şimdi aklıma geldi... Acaba Ergenekon firarisi Turhan Çömez ile intihar eden komutanın tanışıklığı var mıydı?
Ha bir de şunu merak ediyorum. Tümgeneral Alpaslan'ın GATA'daki cenaze törenine o dönemin üst düzey komutanlarının tam kadro katılmış olmasına karşın en popüler komutan Çevik Bir neden yoktu?
Sevgili okurlar. Bu konu aylardan beri gündemimde... Çalmadığım kapı, bir şeyler bildiğini düşündüğüm hiç kimse kalmadı aramadığım. Ne yazık ki, bana anlatılanları teyit etmek, intiharın arka planını öğrenmek için tüm şartları zorlamama rağmen hâlâ bu sır dolu ölüme ilişkin yazıda adı geçen şahıslara, komutanın yakınlarına ve arkadaşlarına ulaşamadım...
Anlayacağınız herkes sus pus...
İşte bunun için bugün pandoranın kutusunu açmaya karar verdim. Belki, birileri, vicdan sahibi olan birileri çıkıp konuşmak ister. Anlatmak isterler Tümgeneral Alpaslan'ı intihara kadar götüren nedenleri... Ya da çıkıp konuşmasa da, ismini deşifre etmese de biri, o dönemi yakından bilen biri benim posta kutuma bu sır intiharın asıl nedenlerini ve perde arkasında neler olup bittiğini anlatacak bir mektup göndermek ister diye...
En başta da Çevik Bir Paşa. Eminim ki bize anlatacak çok derin bilgileri vardır bu konuda...