BİLDİĞİNİZ gibi Posta yazarı Candaş Tolga Işık, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayanlarla ilgili korkunç bir yazı kaleme aldı.
Yazısında bütün bölge halkını alenen aşağıladı ve hepsini sapkın, sapık ve tecavüzcü olarak niteledi.
Tepki verilince, "Özür dilerim. Ben onu demek istememiştim" mealinde bir açıklama yaptı.
Bunun üzerine ben pazar günü bir çağrıda bulundum kendisine:
"Madem yazdığın yazının ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar cahilsin. O zaman yazma kardeşim!"
Candaş aradı sabahın erken saatlerinde. Anlattı uzun uzun. Sonra da "Şunun şurasında 3 yıllık gazeteciyim. Hata yaptım. Özür dilemekten başka bir şey gelmez elimden! Lütfen bana anlayış gösterin!" dedi.
Ona da söyledim.
Anlayış gösteremem. Çünkü yazının içeriği çok ağırdı. Bir Alevi olarak böyle bir yazının sehven yazılmış olduğunu kabul etmem, "Gençtir. Yazıktır" deyip geçiştirmem kendi kendimi inkârdır. Bu ülkede Aleviler için yıllarca aynı iftira kullanıldı. "Ensest" yapıyorlar. "Grup seks yapıyorlar" denildi. Dün bu iğrenç söylentiyi televizyonlardaki canlı yayınlarında reyting malzemesi yapanlara ne tepki gösterdiysem bugün de Candaş'a aynı tepkiyi göstermek boynumun borcudur.
Candaş artık yazmamalı. Ve artık TV programlarına falan da çıkmamalıdır.
Üzgünüm ama o yazı basit bir özürle geçiştirilecek bir yazı değil. Hem sonra Candaş çok akıllı bir arkadaş. Biliyoruz ki iş dünyası ile arası çok iyi. Pekala kendisine başka sektörlerde başka imkânlar yaratabilir. Özür dilemesi falan hoş hareketler ama yetmez! Bazı hataların bedeli ağırdır. Maalesef Candaş da bu bedeli gazeteciliği bırakarak ödeyecek!
Bu arada bir başka noktaya dikkatinizi çekeceğim. Farkında mısınız bilmiyorum ama ben ve birkaç yazarın dışında neredeyse bütün medya Candaş'ın yazısı ve sonrasındaki gelişmelere sessiz kalmayı yeğliyor. Doğan Grubu yazarlarından zaten çıt yok! Topyekûnu resmen bu yazı yayınlanmamış ve sanki böyle bir yazı yokmuş gibi davranıyorlar. Şahsen medyada olan biten her olaya, yazı üzerine yazı yazan çok değerli büyüklerimiz Ertuğrul Özkök, Hıncal Uluç, Fatih Altaylı'nın bu durumla ilgili yorumlarını çok merak ediyorum. Ayrıca, "Halkçıyız, halk adamıyız" deyip mangalda kül bırakmayan kalemlerin, neferlerin Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da yaşayan insanlarla ilgili yapılan bu çirkin iftira karşısında suskun kalmasını anlayamıyorum. Ya bunlar Candaş'ın yazdıklarını doğru kabul ediyorlar. Ya da tamamen cahillik neticesinde yazılmış olan bu iğrenç yazının görülmeyerek Candaş'ın bir biçimde affedilmesi için rol kesiyorlar! Hangisi acaba?