Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Sırrı Abi'nin, "midem bulanır" diyerek reddettiğini, sen nasıl içine sindirdin?

Yazar ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder'in, CHP'deki statükonun elebaşı Önder Sav ve ekibini tamamen tart ettikten sonra Kılıçdaroğlu'na ve ekibine var gücüyle destek verdiğini, özellikle CHP'nin Kürt politikalarının şekillenmesinde epeyce katkı sunduğunu kulislerden duyuyordum.
Hakiki solcu olarak bildiğimiz Önder'in CHP'nin hakiki sol çizgiye çekilmesi adına uzunca bir süre Kılıçdaroğlu'na akıl hocalığı yaptığını ve dahası kendisine getirilen adaylık teklifine oldukça sıcak baktığını da biliyordum.
Peki verdiği beyanatlarda bile, "Kılıçdaroğlu CHP'deki kronikleşmiş, yerleşmiş yapıyla ne kadar baş edebilir doğrusu emin değilim. Çünkü birisi Dersimli Kılıçdaroğlu, öbürleri 1000 yıllık bir geleneğin temsilcileri. Onun için biraz işi zor gibi. Yani söz konusu olan, parti içinde sağcıların hâkimiyeti olduğundan Kılıçdaroğlu'nun desteklenmesi gerektiği. Ama o kadar!" diyerek Kılıçdaroğlu'na açık açık destek veren Sırrı Süreyya neden son anda onunla birlikte yol yürümeyi reddetti acaba?
Söyleyeyim.
Çünkü o derin devletin uzantıları olduğu iddia edilen Ergenekon Davası sanıkları Haberal, Balbay ve Sinan Aygün'lerle ve sol'la, solculukla geçmişinde en ufacık bir bağlantısı olmayan devşirme isimlerle aynı listelerde olmayı içine sindiremedi de ondan!
Ve bunu yaparak yani Kılıçdaroğlu tarafından kendisine altın tepside sunulan adaylık teklifini, "Kusura bakmayın ama bu adamlarla aynı listelerde olmak benim midemi bulandırır!" diyerek elinin tersiyle iten Sırrı Süreyya çok önemli iki mesaj vermiş oldu topluma.
Bir, hayata her daim sol'dan baktığını ve sosyalist bir kimliğe sahip olduğunu söyleyen solcu bir adamın özünde nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini göstermiş oldu. İki, "Siyaset uzun soluklu bir iştir arkadaşlar. Emin olun ben daha epeyce bir buralardayım!" demiş oldu.
Her ne kadar, "Nemrut` un Kızı Güldürdün Bizi" başlığı ile kaleme aldığı yazısında, biz Malatyalılar ile ilgili kullandığı ifadelere hâlâ kırgınlığım devam etse de, kendisini sırf bu onurlu duruşundan dolayı yüreğimde çok özel bir yere oturttuğumu belirtmeden geçmeyeceğim.
Ve izninizle, "Sağol Sırrı Abi! Yolun açık, bahtın bol olsun!" deyip bu okkalı tavrından dolayı teşekkür edeceğim kendisine.
Buna mukabil CHP'ye gelirse farklılık yaratır, partinin özellikle Kürt Meselesi'nde önünü açar ve yaşadığı bölgenin sorunlarını yansıtmada aracı olur niyetiyle ta en başından, Önder Sav'ın kendisini vetolamasından beri destek verdiğim bizim Diyarbakırlı Sezgin Tanrıkulu'na da dayanamayıp iki çift laf edeceğim.
"Bil ki sadece benim için değil, başından beri sana destek veren bütün demokratlar için tam bir hayal kırıklığısın Sezgin Bey. Demek ki gerçekten senin tek derdin, Mesut Değerlerin filan söylediği gibi bir yolunu bulup Meclis'e kapak atmakmış! Sen de biliyorsun ki, biz de biliyoruz ki takacaksın o vekil rozetini yakana. Takacaksın ama merak ediyoruz acaba nasıl taşıyacaksın? Bir yanında Haberal, diğer yanında Sinan Aygün, arka tarafında Zafer Mutlu'nun adamları falan. Darlanmayacak mısın hiç? Biz seni de hakiki demokrat ve sol kökenli diye sahiplendik ve destek verdik. Ama sen bize ayıp ettin! Desteğimizden faydalanıp hepimizi çok pis kullandın. Yakıştı mı senin bu yaptığın? Şimdi söyler misin lütfen. Anlatır mısın bize? Sırrı Süreyya'nın, 'Midem bulanır!' diyerek reddettiğini, sen nasıl içine sindirdin?"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA