Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

O isim Nur 'Pertek' olsaydı ne olacaktı peki?

İnanılır gibi değil ama kadının paspas gibi görüldüğü, hunharca kullanıldığı haberlere tepki göstermekten aciz koca koca adamlar bile çıkıp dediler ki; Nur Serter'in adını fuhuş sektörünün ele alındığı bir dizideki fahişe rolünü oynayan kadına vermek alenen ona hakarettir!
Hani gerçekten ortada böyle bir alçaklık, namussuzluk filan olsa...
Ayağa kalkıp avuçlarımın içi patlayıncaya kadar alkışlayacağım kendilerini.
Gerçekten de Serter'e hakaret etmek amacında olan birileri böyle bir yol denemiş olsa...
Onlardan evvel soracağım hesabını!
Ama yok!
Diziyi ben de canlı yayında olduğum için aynı gece izleyemedim. Eşimden kaydetmesini rica etmiştim. Eve döner dönmez de ilk işim oturup baştan sona Uçurum'u seyretmek oldu. Çünkü merak ediyordum gerçekten anlatıldığı kadar "okkalı, güzel" bir dizi mi diye. Çok beğendim. Gerçekten de helal olsun bu senaryoyu düşünüp, emek verenlere. Çünkü bu konuları bırakın filme çekmek, konuşmak bile zordur bu ülkede. Biliyorum çok itici bir yorum olacak sizler için ama gerçek şu ki, maalesef fuhuşu kanıksamış bir toplumuz biz! Düşünün. Birileri gözlerimizin içine baka baka kadının etinden, kemiğinden, ruhundan kendilerine korkunç bir sektör yaratmış ama biz hiçbir şey yapmıyoruz. Seyrediyoruz öylece. Doğal karşılıyoruz artık gazetelerin 3. sayfa haberlerini süsleyen fuhuş baskınlarını filan. Okurken, "Aaaa... Ahlaksızlara bak! Vah vah..." filan diyoruz ama ardını, arkasını sorgulamadan çeviriyoruz sayfayı. O baskınlarda yakalanan kadınları oraya taşıyan unsurların neler olduğunu hiç umursamadan. Düşünmeden.
İşte bu dizi bence bunun için çok önemli. Fuhuşun ne berbat pis bir sektör olduğunu ve ivedilikle el atılması gerektiğini gözümüzün içine sokuyor cesaretle.
Gelelim asıl vakaya! Yani bu müthiş mesajlar içeren dizinin Nur Serter'le ilgili olduğu kısma.
O gece epeyce geç yattığımdan sabah da geç uyanmıştım. Farkında değildim yani olan bitenden. İnternete şöyle bir göz atmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde ise kucağımda Uçurum'la alakalı "nur topu" gibi bir "Serter" tartışması buldum.
İnanamadım. Ve tabii, daha 6-7 saat önce izlediğim bir dizide o fahişe rolünü oynayan kadının soyadının "Serter" olduğunu fark etmediğime epeyce kızdım. Nerede nasıl geçtiğini anlamak için de oturup bir daha izledim kahvaltı yaparken.
Ama yine bulamadım öyle bir şey.
Bir tek yerinde bile geçmiyordu Nur Serter ismi.
Şaşkınlığım daha çok arttı. Bir daha girdim internete. Ve ancak o zaman anladım ki ortalığı ayağa kaldıran tartışmanın çıkmasının tek nedeni her zaman, her gazetede olabilen bir editoryal hata!
Meğer dizinin tanıtımının yapıldığı haberde roller okuyucuya aktarılırken fahişeyi oynayan Nur'un soyadı yanlışlıkla "Serter" diye yazılmış gazetede. İşin trajikomik yanı kimse fark etmemiş. Öyle olsa aynı gün olay sosyal medyaya düşerdi ve kıyamet o an itibarıyla kopartılmaya başlanırdı. Yani eğer Nur Serter çıkıp bunu söylemese eminim ömür boyu da böyle bir tartışma yaşamayacaktı Türkiye kamuoyu.
Serter'in şikâyetini hemen dikkate alan RTÜK aynı gün açıklama yaptı. "Dizinin hiçbir yerinde böyle bir duruma rastlanmamıştır" diye. Yapımcı canlı yayınlara bağlanıp, "Tamamen yazım hatası. Sehven olan bu hatadan dolayı da çok çok özür diliyoruz" filan diye paraladı kendini ama...
Gelin de anlatın bunu millete!
Tam bir, "Bir deli bir kuyuya taş atmış, 40 kişi çıkaramamış" durumu yaşandı yani.
Şimdi şunu çok merak ediyorum bu ulusal çıldırışa sebep olan olay vesilesi ile. Acaba diyorum, dizinin tanıtımını yazan o editör arkadaş başka bir gerzeklik yapıp fahişe Nur'un soyadını, Serter değil de, "Pertek" diye yazsa idi ne olacaktı peki?
Ne yani? O zaman da soyadı "Pertek" olan kadınlara mı "sen fahişesin" denmiş olacaktı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA