Alabaş şeklinden de anlayabileceğiniz üzere turpgiller ailesinin şalgam ve lahanaya benzeyen bir üyesi. A, C ve B vitamininin birçok çeşidini içinde barındıran alabaş; kalsiyum, potasyum, fosfor ve demir gibi mineraller bakımından da oldukça güçlü bitkilerden. Gerek akciğer için olsun gerek ise de kalın bağırsak için olsun; bu gibi organlara çok iyi geldiği için; olası kanser ihtimalini de en aza indiriyor. Antioksidan özelliği sayesinde kanserden koruyucu etki yaratıyor. İşte adeta her derde deva olan alabaşın mucizevi faydaları…
ALABAŞIN FAYDALARI NELERDİR?
C vitamini bakımından zengin olan alabaş, güçlü bir antioksidan görevi görür. Bu özelliği sayesinde vücutta mutasyona uğrayıp tümör olmaya meyilli hücrelerin sağlıklarını korur. Kanser oluşumunu engeller. Özellikle akciğer ve bağırsakları temizleyerek buradaki kanser ihtimalini sıfırlar.
Göz sağlığında en yaygın olan rahatsızlık kataraktır. Katarak oluşumuna neden olan durum ise göz içerisindeki A vitaminin azalmasıdır. A vitamini bakımından zengin olan alabaş bu durumun yaşanmasını önler.
Vücuttaki potasyum dengesi tansiyon rahatsızlığı için önemli bir mineraldir. Bu mineral azalınca hormon bozukluğu ve yüksek tansiyon hatta felç gibi riskli hastalıkların yaşanmasına neden olur. Ancak alabaş içerdiği yüksek potasyum sayesinde vücuttaki oranı dengeler.
Zeka gelişiminde etkili olan selenyum minerali bakımından zengin olduğundan beyin sağlığını da olumlu etkiler. Uzmanlar gelişim çağındaki çocukların ve anne adaylarının tüketmesini tavsiye eder. Ayrıca anne sütünü artıran özelliğe sahiptir.
Sinir hücrelerini sakinleştirerek kişinin rahat bir uyku çekmesini sağlar. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'nun özellikle sıklıkla uyku problemi çeken hastalarına tavsiye ettiği besinler arasında yer alır. Kronik uykusuzluk için beyaz alabaşı öneren Saraçoğlu, uykudan yarım saat önce çiğ tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
Kalsiyum minerali kas ve kemiklerin güçlenmesini sağlar. Bu sayede ileri yaşlarda görülme ihtimali olan romatizma ve kemik erimesi gibi hastalıklar önlenmiş olur. Doğada süt kalsiyum bakımından en zengin besin olmasına rağmen, alabaşta süt kadar zengindir.
Bağışıklığı güçlendiren alabaş, vücutta biriken toksinleri atarak adeta vücudu yeniler. Bu faydası da en çok cilde yarar. Hem dış etmenlerden hem de iç rahatsızlıklardan sıklıkla etkilenen cilt alabaş sayesinde yağ dengesini düzenleyerek akne ve sivilce oluşumunu engeller.
ALABAŞIN OLUMSUZ ETKİSİ NEDİR?
Vücuttaki iyotu kısa sürede tüketebilen alabaş tiroid gibi hormon sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden tüketimine dikkat edilmelidir. En azından bir uzmana başvurularak günlük ne kadar tüketilmesi öğrenilmelidir. Bazı uzmanlar haftada en fazla iki defa tüketilmesini tavsiye ediyor.
Sağlığın korunması için beslenme kurallarına dikkat etmek gerektiğini belirten Sehlikoğlu, "İnsanlar hayatlarını devam ettirebilmek için belirli aralıklarla beslenirler. Sadece açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak için atıştırmak ya da ne isteniyorsa onu sınırsızca yemek sağlığı tehlikeye atan bir davranış şeklidir. Bu nedenle ilk kural olarak 3 öğün düzenli beslenin, öğün atlamayın.
Sağlıklı bir yaşam için dengeli beslenmek şart. İhtiyacımız olan besinler; protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve su gibi öğelerden meydana gelir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bunların hepsinden gerekli miktarlarda ve düzenli bir şekilde almaktır" şeklinde konuştu.
Diyabetin tüm dünyada hızla artması dikkatleri hastalıktan korunmada alınacak önlemlere çeviriyor. Hareketli yaşamın yanı sıra dengeli ve düzenli beslenme de diyabetle mücadelede çok önemli role sahip. Ancak bu mücadelede bazı besinler öne çıkıyor. İşte bizi diyabetten koruyan kan şekerimizi dengeleyen besinlerden en önemlileri...
Kıvırcık lahana: Brokoli gibi kıvırcık lahana da çok düşük karbonhidrat değerine sahip olmasıyla bilinen bir sebze. Antioksidan deposu olan bu besini herkesin tüketmesi gerekiyor.
Brokoli: Brokoli için 'diyabet hastaları için var olan bir sebze' demek hiç de yanlış olmaz. Diyabetle doğal olarak savaşan bu sebze kan şekerini dengelerken günlük C vitamini ihtiyacını da karşılıyor.
Baklagiller: Lif deposu olan baklagiller, sadece diyabet hastalarının değil aslında herkesin haftada en az iki kez tüketmesi gereken besin grubunda. Düşük karbonhidrat değerine sahip bu besinler, kandaki şeker oranını dengeliyor.
Bitter çikolata: Az şekerli, bol kakaolu bitter çikolata zengin antioksidan kaynağı olması bir yana insülin direncini de azaltıyor.
Balık: En sağlıklı protein kaynaklarından biri olan balık, Omega 3 deoposu olması bakımından sadece diyabet hastalarının değil herkesin tüketmesi gereken bir gıda.
Kuşkonmaz: Türk mutfağında kendine yeni yeni yer edinmeye çalışan kuşkonmaz, insülin üretimini arttırdığı için özellikle Tip 2 diyabet hastalarına öneriliyor.
Tatlı patates: Patatesin aksine tatlı patates, insülin direcini azaltıyor, kolesterolü düşüryor ve kan şekerindeki artışı önlüyor.