Dünyanın en önemli sopranolarından Cecilia Bartoli, hastalandığı için salı günkü konserini iptal etmişti. Gerçekten şanssız bir olaydı, çünkü konserin ana sponsoru Yapı Kredi Bankası o akşam için özel olarak hazırlanmış, hem kendi konukları, hem de biletli seyirciler için şık bir kokteyl düzenlemişti.
Giyinip kuşanıp Aya İrini'ye gelenlerin hevesi kursağında kaldı. İptal edilen konser cuma akşamı yapıldı.
Bu vesileyle bir iki nokta:
* Bencillik etmeyin: Salonda az da olsa boşluklar vardı. Anlıyorum: Bazıları program yapıyor; mesela tatile gitmek için uçak bileti almış, yer ayırtmış oluyorlar. Anlamadığım ise şu: Ellerindeki biletleri, davetiyeleri niye müziksever arkadaşlarına vermiyorlar?
* Sempatik ile antipatik: Sanatçıların arasındaki karakter farklılıkları seyirciye de yansıyor. Mesela geçen yıl gelen bir kemancı, birileri 'yanlış yerde' alkışladı diye seyirciye pis bir mendile bakar gibi bakmıştı. Millet sinir olmuştu.
Benzeri bir durum, Bartoli konserinde de oldu. Ancak ukalalık yapmak yerine İtalyan sanatçı, tatlı tatlı gülümseyerek, elleriyle 'henüz bitmedi' işareti yaptı. Tabii herkes Bartoli'ye bayıldı. Defalarca sahneye çağrıldı.
* Türk yemekleri: İsviçre'de yaşayan Bartoli, Türkiye'yi seven bir sanatçı. Bebek Balıkçısı'nda şöyle yakındığı kulağıma geldi: "Sizin mezeleriniz harika. Mesela zeytinyağlılar müthiş. Ancak biz bunları Avrupa'da bulamıyoruz. Varsa yoksa kebap..." Hatta eşi, "Acaba biz bir Türk yemekleri restoranı mı açsak" diye espri yapmış.
Kebap güzeldir. Ben de bayılırım. Ama o olağanüstü zengin Osman-Türk mutfağının kebaba indirgenmesi hiç iyi değil.
* Kadınların büyük derdi: Yuvarlak hesap 1100 kişi alan ve seyircilerinin yarısı kadın olan Aya İrini'de ciddi bir tuvalet sorunu var. Birçok kişi, İstanbul'un sıkışık trafiğinde epey zaman harcayarak buraya geliyor.
Yani evde-işte tuvalete girse dahi insan 'sıkışabiliyor'. Ayrıca 500 küsur kadından bazısı regl döneminde olduğu için tuvalete girmeleri gerekiyor. Ancak kabin sayısı çok az. Uzun kuyruklar oluşturan kadınlar, hipopotam dansı yaparak sıra bekliyor.
Tabii ki tarihi eseri kırıp dökerek yeni tuvaletler yapılamaz. Ancak İstanbul Kültür Sanat Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri kafa kafaya verip uygun bir çözüm üretebilir. Mesela binanın öbür yanına portatif kabinler kurulabilir. (Not: Bu tip alternatifler başka organizasyonlar için de düşünülmeli.)
