Tabii her gün her gazeteyi izlemediğiniz için (ne mutlu size!), farkında değilsiniz: En azgın muhalif bile "Ekmeloğlu kazanır" diyemiyor. İşin ucunda rezil olmak var.
Çünkü boylarının ölçüsünü aldılar: Birkaç seçimdir ısrarla "moraranlar olacak" yazmışlardı, hep kendileri morardılar.
Muhaliflik belasına Ekmeloğlu'nu azıcık parlatmaya çalışıyorlar ama bu da çok sınırlı, çok cılız kalıyor.
Eşinden demeç almalar falan: Bizim bey çok büyük adamdır! (Ne diyecekti? Kocama oy vermeyin mi diyecekti?) Bir de, kayınçosunun kızının diploma törenine katıldı, eniştesinin damadının düğününe gitti gibilerden "zorlama sosyallikler"... Böylece akılları sıra onu şirin göstermiş oluyorlar.
Birkaç yerde konuşma yapmış ama onu şöyle "arkasında kalabalık kitlelerle" gösterecek fotoğraf da yok.
Saysan saysan yirmi kişi, otuz kişi.
Sonucu belli olan bu maçı "uzatmaya götürebilseler" ya da "penaltılara bırakabilseler" mutlu olacaklar!
Ekmeloğlu da, amigoluğunu yapmaya çalışan bu zavallılara "malzeme sağlamaya" çalışırken inci üstüne inci yumurtluyor.
"Cumhurbaşkanı, seçildiğinde mevcut anayasa hükmü doğrultusunda görev yapacak, cumhurbaşkanı bu yetki ve görevlerin dışına çıkarsa kriz olur" demiş.
Dikkat isterim: "Ben seçilirsem" demiyor.
İki yıl önce Fransız başkanlık seçimleri sırasında Paris'teydim, o ünlü "ikili tartışmayı" televizyondan izledim, Fransız halkının o zamanlar "bir şey sandığı" Hollande, ikide bir "moi president" deyip duruyordu, ben başkan olduğumda...
Bu özgüven gösterisi de Fransız basını tarafından pek beğenilmişti.
Ekmeloğlu, Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını daha şimdiden bilinçaltında kabullenmiş!
Tıpkı muhalif gazetecilerin de kabullendikleri gibi.
"Devletin tepesinde kavga olmadığı zaman Türkiye sıkıntıdan kurtulur" demiş.
Olmayacak ki!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP hükümeti arasında niçin kavga olsun ki?
Kavga asıl "hükümeti frenlemekle görevli" Ekmeloğlu seçilseydi çıkardı...
Cumhurbaşkanının anayasayı çiğnemesini istemiyor.
Çiğnemeyecek ki!
Niçin çiğnesin ki?
Anayasa ona hükümet toplantılarına başkanlık etme yetkisini de vermiş, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini de, meclisi istediği zaman feshedip yeni seçimlere gitme yetkisini de... Üstelik bunun deyim yerindeyse temyizi de yok, hiçbir merciye gidip de itiraz edemezsin. Bu kadar geniş yetkilerle donanmış bir başkan bir de tutup anayasayı niçin çiğnesin ki?
Bakalım ne zaman yeni cumhurbaşkanını "anayasayı uygulamakla" suçlayacak ve bir kere daha gülünç duruma düşeceksiniz?
Ben size söyleyeyim: Daha hemen ağustos ortasında. Sonbahara kalmadan.