Kara mizahı oldum bittim severim. Vizyona yeni giren İnşaat filminde bu dediğimden çok var. Geçtiğimiz yıllarda Amerikalı, Eşkıya, Her Şey Çok Güzel Olacak ve O da Beni Seviyor gibi filmlerle Türk sinemasında gerçekten de değişik soluk estiren Filma-Cass, Ömer Vargı'nın yeni filmi "İNŞAAT"la da yeni bir keyif sunuyor bize. Yapımcı diğer filmlerde de olduğu gibi yine o müthiş ve enerjik kadın. Yani sevgili Mine Vargı. Dağıtım ise Warner Bros'da. Başroller Emre Kınay, Şevket Çoruh ve Suna Pekuysal'ın. Türk tiyatrosunun başarılı bazı isimleri de eşlik ediyor bu usta oyunculara.

Nedir peki bu film?
Gelin biraz bahsedeyim size İnşaat'ın durumundan: Yaşadığımız toplumda, her alanda karşılaştığımız çıkışsızlıkları ister istemez komedi unsurlarıyla birleştirerek bize sunan bir kara komedi hikâyesi. Kafalarında bambaşka hayalleriyle, aynı zamanda bir mafya patronunun şoförü olan Nizamettin'in inşaatında çalışan Ali ve Sudi, kötü şans veya kader sonucu zoraki mezar kazıcılığı, part-time şeyhliğe soyunmak zorunda kalırlar. Öldürmek için çok haklı sebebi olduğuna inanan bir takım insanlar, haklı olduklarını savundukları buluşunca işler karışır. Masumiyet, suç, sevgi, nefret, intikam, bağışlama ve ihanet diye tanımladığımız insani kavramlar arasındaki sınırlar, derme çatma bir "İNŞAAT"ın üzerinde kaybolur. Nizamettin'in baskısı altında, mahallenin güzel kızı Nazife ve derdine çare arayan Ayşe'nin aşkı arasında, mahallenin yaşlı ve bir o kadar da tatlı teyzesinin merakı peşinde giderek hedeflerrinden sapan Ali ve Sudi kendilerine bir çıkış yolu ararlar. Yılmaz Güney'den beri Ömer Vargı, Yılmaz Güney ve Şerif Gören'in yardımcısı olarak başladığı sinema serüvenine, "Her Şey Çok Güzel Olacak"tan sonra "İNŞAAT" la, sıradan insanların kahramanlaştığı, ötünün haklı olduğu, her şeyin yozlaştığı, yaşamla ölümün ayrımının zorlaştığı bir yerlerdeki inşaatta, bir türlü inşa edilmeyen hayatların traji-komik hikâyesini anlatarak devam ediyor.