Türkiye'nin en iyi haber sitesi

SAVAŞ AY

Tüm Türkiye?yi ağlatan çocuğa yardım yağıyor...

Acımadılar mı?.." demişti. Sonra birden susmuş, yüzü değişmiş, ve katıla katıla ağlamaya başlamıştı küçük Mertcan. Taksim Hastanesi'nin acil servisinde yara bere içinde yattığı yatağında bunları söylerken etraftaki herkesin gözleri dolmuş, herkes onunla birlikte ağlar olmuştu. Hatırlayın; Neve Şalom Sinagogu önünde patlayan bomba hemen karşıdaki evin tavanını minik bedenine indirmiş, büyük şansla sadece bir kolu ve bir bacağı kalmıştı yıkıntı altında. Ses versem duyar mı?.. 8 yaşındaki Mertcan evde bir başına olduğu için uzun süre kimselere duyuramamıştı sesini. Neden sonra olayı duyarak gelen babası da onu öldü sanıp baygınlık geçirmişti. Sonra başka şeyler de anlatmıştı küçük yavru. Demişti ki: "Ben en çok polis abilere üzüldüm. Çünkü her gün görürdüm onları. Bana hep iyi davranırlar, çikolata, şeker alırlar, büyüyünce polis olmamı isterlerdi. Bir de ad takmışlardı; 'yakışıklı' diyorlardı bana. Yaralı halde evden çıkarılırken onların birinin ayağını kopmuş, diğerini kanlar içinde araba altında boylu boyunca gördüm, çok üzülüp ağladım" demişti.. Bakanı ağlatan anlar SABAH'ta yayınlanan bu konuşmamızdan sonra A Takımı'nda da görüntülerini yayınladım Mertcan'ın. Ve ondan itibaren santral telefonlarımız kilitlendi. "İlk harekete geçen İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ydü. 8 yaşında bir çocuğun bütün içtenliği ve saflığıyla "en çok polis abilerime üzüldüm" demesini duyan tüm emniyetçiler gibi İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da, Emniyet Genel Müdürü de çok etkilenmiş ve onlar da tutamamışlar göz yaşlarını.

Arslan müdür dedi ki:
Genel Müdür Yardımcısı ve basın sözcüsü Feyzullah Arslan dün konuyla ilgili bir müjde verdi bana. Dedi ki: "Savaş kardeş içimizi parçaladı senin o görüntüler. Hele de minik Mertcan bizi kahretti sözleriyle. Polis abilerine bu kadar yanan, ağlayan, kendi derdini unutup şehit ve yaralı arkadaşlarımız için acılanan bir evladımıza biz kayıtsız kalamayız. Gördük ki baba işsiz, anne ise işitme engelli bir milli piyango satıcısı. Evleri de çökmüş mahvolmuş. Biz kendi payımıza bir destek atmak istedik bu aileye ve Mertcan'a. Sayın genel müdürümüzün emir ve talimatlarıyla küçük Mertcan'ın okul masraflarını biz karşılayacağız."

Yağmur yağarken
Bu son derece erdemli ve hassas davranışlarından dolayı kutladım tüm emniyetçilerimizi. Bakan Aksu'ya da teşekkürlerimi sundum o aile adına. Derken ikinci müjde geldi. Adının bilinmesini istemeyen önemli bir iş adamımız Mertcan'ın anne ve babasına kendi kuruluşlarından birinde iş verecekti. Böylelikle "annem yağmurda çok üşüyor bilet satarken" diyen Mertcan'ın sıkıntısı o konuda da bitecekti ne güzel. Sonra müjdeleri iletmek için hastaneye koştum. Hastane müdürü Hacı Bey dedi ki: "Dünden beri belki 40-50 kişi gelip yardımda bulunmak istedi Mertcan'a. Ama biz onu taburcu ettik dün sabah."

Yollara düştüm
Şimdi yollara düştüm evleri yıkıldığı için belki bir akrabalarına, belki bir eş dost evine giden Mertcan ve ailesini arıyorum. Bulup boynuna sarılıp, yanaklarını öpüp: "Aslan yürekli küçük dev adamım. Anneni yağmurdan kardan, babanı işsizlikten kurtardın. Senin de okul masrafını o çok sevdiğin polis abilerin karşılayacak. Allah seni bağışlasın, güzel yüzün hep gülsün" diyeceğim. Belki benden önce siz bulur beni aratırsınız. Müjdeyi vermek size nasip olur, ne dersiniz sevgili okurlar. Bu arada yüreğimden taştı madem söyleyeyim size. İçimde inanılmaz bir coşku var. Hepinizle kucaklaşmak hatta yaş sümük ağlamak geliyor içimden. Yaşlandık mı ne? Öööf... Öf bee!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.