Muhalefetimiz, muhalefet olsa...
Gerçekten liderleri olsa...
Soracağım onlara...
Sözcülerinizi, temsilcilerinizi, vekillerinizi çok mu arıyorsunuz?
Bulduklarınız bunlar mı?
Muhalefet seçmenine de sormak isterim...
Durmadan sersem yerine konulmanızdan hiç mi şikâyetçi değilsiniz?
"Yeter, bu kadar cehalete tahammül ettiğimiz!" demeyecek misiniz?
Türkiye'nin dünyayı ve insanı bilen bir muhalefete çok ihtiyacı var ama belli ki böyle bir kültür ve oluşum için daha çok zamana ihtiyaç var.

***

Buyurun...
Muhalefetteki bütün partileri gezmiş bir vekilin geçen gün sosyal medyaya yazdığı (muhtemelen alıntı olan) şu mesaja bakın!
"Ajansları takip ediyorum. İşte ibret verici bir yaşam hikâyesi. Papanın yıllık 360 bin Euro maaşı varmış, aldığı bütün maaşı 12 yıl boyunca fakirlere bağışlamış. Öldüğünde ise cebinde acı ama sadece 90 euro varmış... Demem o ki kıymetli arkadaşlarım, Papa şu ahir ömründe bir Audi`ye binemeden gitti ancak saygınlık ve gerçek din adamlığından kocaman okunacak bir eser bıraktı."
Vekilin adını vermiyorum, onun adına bu cehaletten utanıyorum çünkü...

***

Yahu hiç mi şu Vatikan nedir, papalık nedir, öğrenme çabası göstermedin?
Vatikan dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biridir.
Hiç mi adı sürekli sahtekârlıklar ve yolsuzluklarla gündeme gelen Vatikan Bankası'nı duymadın?
Bankanın resmi adı da Din İşleri Yüksek Enstitüsü (IOR ), nasıl ama?
Bunu da eleştirin bir zahmet.

***

Böyle kirli bir sistemin içinde ölen papanın gerçekten bir "cebi" varmış gibi ağlak edebiyat yapmak neyin nesi?
Cebinde 90 euro mu varmış?
İnsan şunu yazıp sonra okurken gülmez mi?
Sorsan...
Ölen papanın hangi cemaate mensup olduğunu ve özellikle parlatılmış hayırseverlik söylemlerinin kaynağının bu olduğunu da bilmez!

***

Beş yıl kadar önce bizim Murat Soydan yazmıştı: "Koronavirüs aynı zamanda ekonomik bir tehdit. Yüz milyonlarca insan hızla yoksulluğa sürükleniyor. Ama hepimizin atladığı dâhice bir çözüm var aslında: Vatikan'ı satalım, dünyayı kurtaralım!"
Öyle bir yerden söz ediyoruz, bilmem anlatabildim mi?

***

NOT DEFTERİ
Bahar geldi mi, çiçekçilerden kucak dolusu mimozalar yürütür, eve götürürdüm, mutluluk koksun diye... (ROMAIN GARY / Onca Yoksulluk Varken)


Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Haşmet Babaoğlu | Bu adamlara kulak verecek kadar cahil misiniz?