Genelkurmay'ın da çok yanlış bulduğu ve sorumluları "Eksik eğitimli" olarak nitelediği "Fişleme Yönergesi"ne, çok geniş kesimler tepki gösterdi.
Bu arada Radikal'de Neşe Düzel'le söyleşi yapan Can Paker de, tepkisini çok açık bir ifade ile seslendirdi.
Meğer bu açıklamalar, Bülent Eczacıbaşı'nı ürkütmüş.
Kurucularından olduğu TESEV'in şimdiki Başkanı Can Paker olduğu için herkese mektup yazıp, "TESEV yapıcı olmak zorunda. TESEV kişileri ve kurumları hedef almaz" demiş.
Eczacıbaşı'nın endişesi, Can Paker'in görüşlerinin, TESEV'in görüşleri gibi algılanmasıymış.
Benim kişi olarak beklentim, Bülent Eczacıbaşı'nın, yakından tanıdığım rahmetli babası Nejat Eczacıbaşı'ndan daha ileri, daha cesur, daha kararlı olmasıydı.
Avrupa Birliği yolunda, hâlâ "Fişleme" gibi olguları anlayışla karşılamak, yeni kuşak Türk girişimcilerine yakışmıyor.
Örneğin Mustafa Koç, bu gibi konularda ne kadar net, ne kadar açık.
Her şeyden ürken bir sermayenin, kime ne faydası olur.
Olsa olsa, Başbakan Erdoğan'ın davetlerinde, ya kola, ya meyve suyu içerler.
28 Şubat'ta da, "10'uncu Yıl"ı söylerler.