Gazetecilik hayatımda çok kanlı savaşlar izledim.
Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, İran-Irak Savaşı ve böyle uzayıp gider.
Şu anda tanık olduğumuz Ukrayna- Rusya Savaşı farklı boyutlarda.
Bu savaş dünya konjonktürüne yeni bakış açıları getirdi.
YAPTIRIMLAR RUSYA'YI ZORLUYOR
"Yaptırımlar" bu son savaşın getirdikleri arasında.
Batı Bloku denilen Amerikan dünyası, ekonomik ve kültürel izolasyonla Rusya'yı tehdit ediyor.
İşte buna "yaptırımlar" deniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Rusya'dan da Ukrayna'dan da vazgeçmeyeceğini defalarca açıkladı.
Ama bu neyi değiştirir bilmiyorum.
Mesela, Türkiye'ye uygulanan yaptırımlara şöyle bir bakalım...
YAPILANLARI UNUTMADIK
F-35 ve F-16 konuları malum.
Cumhurbaşkanlığı korumalarına yapılanlar da hafızalarımızda.
Halkbank olayında genel müdür yardımcısının hapse atılmasını da unutmadık.
Bir başka örnek de, Kıbrıs Rumları Avrupa Birliği üyesi ama Kıbrıs Türkleri değil.
Böyle listeler yaptığınız zaman daha acıklı şeyler de çıkıyor.
Mesela, teröristbaşı Gülen'in finansmanı ve korunması, PKK'nın silahlarla donatımı gibi konular var.
TÜRKİYE DİPLOMASİNİN YILDIZI
Türkiye'nin diplomasi yıldızı haline geldiği savaşı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dünyaya örnek olacak şekilde durdurmaya çalıştı.
Antalya, dünyanın dış politika merkezi haline geliverdi. Ama bu durum Türkiye'ye uygulanan yaptırımları engellemiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu durumun altını çizdi.
NATO'NUN GÜCÜ YOK
Bir dönüm noktası gibi algılanan bu yeni dönemde NATO yeniden değerlendiriliyor.
Özetle, NATO'nun Rusya'yı durduracak gücü olmadığı ortaya çıktı.
Bu arada hepimizin merak ettiği bilinmeyen, Putin'in kafasındaki hesaplar. Sanırım yakında bunu da anlarız.
Sonuç olarak, Rusya ile olan ilişkilerimiz nedeniyle Türkiye'ye ek yaptırımlar uygulanmasının ihtimal dahilinde olduğu konuşuluyor.
Barışın tesisi için çaba sarf eden Türkiye'ye karşı umarım böyle bir hataya düşmezler. İnşallah bu süreç çabuk biter.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
