Zaman zaman öyle konular, öyle sorunlar ortaya çıkar ki, insanın "ah bir ombudsman olsaydı" diye dü- şündüğü olur.
Örneğin, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Orgeneral İlhami Erdil olayı.
Aradık, taradık, bir "ombudsman" bulduk ve sorduk:
- Sayın Evren, ne diyorsunuz?
- Üzüldüm... Bir komutan arkadaşmızın böyle bir olaya muhatap olması beni derinden üzdü... İşin aslını bilmiyoruz... Yapılacak tek şey var... Adalete güvenmek.

***
- İlhami Paşa'yı tanıyor musunuz?
- Hiç beraber bulunmadık. - Olayı ilk duyunca tepkiniz ne oldu?
- Bakanların, milletvekillerinin de başlarına gelebiliyor... Bu konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün tavrını doğru buluyorum... Önüne bir dosya gelmiş... "Kapatın bunu" diyemezdi.
Kenan Evren:
- Eğer Genelkurmay Başkanı "uzatmayın, örtün" deseydi, olay dile düşecekti... Herkes "bak, bak, nasıl da örtbas ediyor" diyecekti... Hiç suçu olmasa bile, İlhami Paşa toplum nezdinde suçlu görünecekti... Şimdi mahkemede aklanırsa mesele kalmaz.

***
- Yani siz bugün Genelkurmay Başkanı olsaydınız...
- Olsaydım, ben de aynen Hilmi Paşa'nın yaptığını yapardım... Bir emekli komutan lekeli olarak kalacağına, suçu yoksa, mahkemede aklansın.

***
Kenan Evren:
- Zaten, bu olayın mahkemeye intikalini basın da makul karşladı... Birşey yapıldıysa, meydana çıksın... Birşey yoksa, o da anlaşlsın... Malum ya, bu devirde şeffaflık esas.