Hamamda... Suyun kaldırma gücünü keşfeden Arşimet'in... Evreka, evreka (Buldum) diye sokağa fırlaması misali...
Biz de günlerdir Türkiye'nin "Maldivleri", Burdurlu'nun söylemiyle "Saldivleri" denilen "Salda Gölü" üzerinde kopan fırtınanın "Nedenlerini" bulduk.
Gölün çevresinde "Millet Bahçesi" olacak... Millet Bahçesi "AK Parti'yi... Erdoğan'ı" çağrıştırıyor... Öyleyse "Karşıyım karşı, her şeye karşı."
Millet Bahçesi'ni "TOKİ" yapacak... TOKİ demek "Çok katlı yapılaşma" demek... TOKİ ile ilgili "Algı" böyle olunca... "Tepkinin önlenemeyen yükselişi... İstemezük."
Bilgi kirliliği... Sosyal medya... "Bunlar var ya bunlar... Salda Gölü'nü Katarlılar'a satacaklar." Bu durumda... "Hoş geldin eylem, protesto, direniş."
Ve bir de... Fırsat bu fırsat... Erdoğan'a "Salda üzerinden vurmak."
***
Niçin Maldivler?
Salda Gölü... Suyu turkuaz... Kumsalı ise bembeyaz... "Maldivler" benzetmesi bundan.
Çevrede... "Magnezyum yüklü kayalar" var... Kumsal ondan bembeyaz.
"Özellik" Mars gezegeninin yüzey özelliği.
Özet... Salda Gölü "Servet... Hazine... Torunlarımızın bize emaneti... Korumalıyız."
***
Dün... Durum Neydi?
Araçlar... Sahile kadar geliyorlardı... Gölün kıyısında park ediyorlardı.
Piknikçiler... Kampçılar... Kebapçılar... Çardaklar... Büfeler... Çadırlar... Gözlemeciler... "Hepsi de sahildeydi."
Çevre... Özellikle de binlerce kişinin gittiği hafta sonlarında "Çöplük" gibiydi.
Dünü bilmeden bugünü eleştirmek "Kolay... Ucuzluk... Çirkin siyaset."
***
Sonra Ne Oldu?
Salda Gölü... Göller havzasının en derin (185 metre) gölü.
"Doğal sulak alan."
"Birinci ve ikinci derece doğal sit" alanı üzerinde.
Ve... Burası... "Özel çevre koruma bölgesi" ilan edildi... Buna itiraz edilebilir mi?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı "Devreye" girdi.
"Başıboşluk önlenecek" denildi.
"Plan... Proje" hazırlandı.
İlk karar:
- Araçlar sahile kadar gelmeyecek... Ahşap bariyer olacak... Bariyerin ilerisine araç girmeyecek.
Karar iki:
- Bölge temiz tutulacak... Çöpler düzenli olarak toplanacak.
Karar üç:
- Kimse kafasına göre çadır kuramayacak, büfe konduramayacak, baraka yapamayacak.
Karar dört:
- Günübirlik gelenlerin ihtiyaçlarını karşılayacak yerler... Büfe... Kafeterya... Lokanta yapılacak... Ama beton kullanılmayacak.
Karar beş:
- Sahil... Kıyı kenar çizgisi... Halk plajı olacak... Halk plajından sonrası, rekreasyon alanı... Yani Millet Bahçesi... Daha gerisi ise... Kamp yeri... İsteyen gelsin çadırını kursun.
Soruyu... İkinci kez soralım... "Buna niçin itiraz ediliyor?"
Söyleyelim... "Millet Bahçesi" denilince... Toplumun bir kesiminde... Tüyler diken diken oluveriyor.
***
Yalan Rüzgârı
Bilgi kirliliği... Sosyal medya fırtınası... Bu konuyu biraz açalım.
Özellikle "TOKİ" sözü geçince... Bilgi kirliliği tavan yapıyor.
"Bölge, yapılaşmaya açılacak" deniliyor... Yalan.
"Asansörlü binalar yapılacak" deniliyor... Yalan.
"İnşaat başladı bile... Su basman seviyesi 4.5 metre" deniliyor... Yalan.
"Diskotek olacak... Otel olacak" deniliyor... Yalan.
Doğru olan ise... Şu:
1. Ne yapılacaksa ahşap yapılacak... Sökülebilir olacak.
2. Hiçbir ahşap yapının yüksekliği 4.5 metreyi geçmeyecek.
***
Bu Film... Eski Film
Biz bu filmi daha önce de seyretmiştik.
Antalya... Konyaaltı... Kilometrelerce plaj... "Baraka" doluydu.
Karar alındı... Barakalar kaldırıldı... Çevre düzenlemesi yapıldı... Ve Konyaaltı "Modern Antalya'ya yakışır bir hale geldi."
Ama... Unutmayalım... Konyaaltı "Düzeltilirken... Planlı bir hale getirilirken... Barakalar kaldırılırken" az mı tepki olmuştu?
Gösteriler... Direnişçiler... "İstemezük" diye yürüyenler... Ortalığı birbirine katmışlardı.
Ah... Doğru ile yanlışı... At izi ile it izini... Birbirine karıştırmasak.
Ve bir de... "Böyle konuları" siyasetin malzemesi yapmasak.
