Çarşamba... İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un evindeyiz... TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek ile birlikte.
Öğrenciler... Değişik okullardan... İlköğretim... Lise... Üniversite. Değişik illerden gelenler... Kadın erkek... Yüzlerce.
12 Mart 1921... Cumartesi... Saat 17.45... Yüce Meclis'te, İstiklal Marşı kabul edildi... Alkışlarla... Gözyaşlarıyla.

Dün... İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü'ydü. Mehmet Akif'in evinin duvarında bir yazı... Şairin sözleri: "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."
Vatan şairini minnetle, şükranla, rahmetle anıyoruz.

***

Doğum tarihi

İstiklal Marşı'nın, Meclis'te kabul edildiği tarih... 12 Mart... Cemil Çiçek'in söylemiyle:
Her birimiz için... Doğum tarihlerimiz kadar önemli bir gün.
Her milletin bir marşı var... Fakat... İstiklal Marşı'mız çok farklı bir yere sahip.
Türk milletinin ruhunu, duygularını ve milli mücadele şartlarını en iyi şekilde anlatan bir marş.
O günlerin heyecanını bugünün nesillerine maalesef tanıtamadık... Ve onun için birçok sıkıntı yaşıyoruz.
Bence... İstiklal Marşı'nın Meclis'te kabul edildiği günün tutanakları, okullarımızda ders olarak okutulmalı.

***

Safahat

Mehmet Akif'in büyük eseri... 1911-1933 yılları arasında yayımlanan 7 kitabındaki şiirlerin bir araya getirildiği başyapıt. Fakat... İstiklal Marşı bu kitapta yok... Neden? Büyük şairin yanıtı:
- O benim eserim değildir... Milletimin eseridir... Safahat'ta onun yeri yok.

***

Kitabın ortasından

Cemil Çiçek'ten... Kitabın ortasından...
Herkesin "Haklısınız başkanım" dediği bir söz: "Son dönemlerde, milli değerlerimizdeki erozyon sebebiyle... Milli mücadelenin, cumhuriyetin ve demokrasinin değerini yeteri kadar anlayamadık."

***

Ödül

İstiklal Marşı... Ödüllü şiir. Ödül... 500 lira... O dönemde büyük para.
Akif... Varlıklı bir milletvekili değil... Maddi sıkıntıları olan bir insan. Ama... Ödülü kabul etmiyor... "Ben bu şiiri kahraman ordumuza ve milletimize yazdım... Para için yazmadım" diyor. Ve ödül... Akif'in isteği üzerine Dar'ül Mesai'ye bağışlanıyor.
Dar'ül Mesai... Çocukların ve fakir kadınların meslek eğitimi aldıkları bir vakıf.

***

Ziyaretçi yağmuru

Ankara... Hacettepe bölgesi... Tacettin Sultan Camii... Ve bitişiğindeki Mehmet Akif'in evi. Üst katta... Bir oda... Bir salon. Bir de zemin kat... Mutfak... Tuvalet... Depo.

Gürbüz Çelik... Almanya-Düsseldorf'tan gelmiş... Şairin ruhuna Fatiha okumaya. Resul Marhan... Abbas Çelik... İstanbul'dan. Ramazan Çelik... Karabük-Eflani'den. Konya'dan... Bursa'dan... Eskişehir'den... Amasya'dan gelen o kadar çok ki.

***

Sembol isim

Teşekkürler Cemil Çiçek... Bu anlamlı günde, Akif'in evine gelenleri yalnız bırakmadığı için. Unutmadan... Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve Yardımcısı Ahu Özyakup da bizlerleydi.
Cemil Bey... Akif'in evinde dedi ki:
Büyük şairi rahmetle anıyorum.

Akif, milli mücadelenin sembol isimlerinden biridir.
Önemli bir kilometre taşıdır.
Herkesin başka arayışlar içinde olduğu bir dönemde, milli mücadeleye inanmış, Ankara'ya gelmiştir.
Türkiye'nin değişik yerlerinde konuşarak, vaaz vererek, yazı yazarak milli mücadeleye manevi destek sağlamıştır.

***

Üç büyük başarı

Cemil Çiçek, "20. Yüzyıl'da Türk milleti olarak büyük başarılarımız var" dedi... "Ama" diyerek ekledi:
Hepsinin temelinde 3 başarı var ki... Unutulamaz.
Birincisi milli mücadele... İkincisi Cumhuriyet'in ilanı... Üçüncüsü de demokrasi.
Eğer milli mücadeleyi başaramasaydık, bugün burada bulunamazdık... Ankara olmazdı... Türkiye olmazdı.
Türk milletinin kaderi nasıl olurdu? Tahmin etmek zor.
Biz milli mücadeleyi kazanamasaydık, birçok ülke de bağımsızlığını kazanamazdı... Zira ilham olmuş bir zafer.

***

Ayakta alkışlar

Meclis'te... İstiklal Marşı'nı ilk okuyan kişi... Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver). O sahneyi, Hamdullah Suphi Bey daha sonra şöyle anlatacaktır:
Akif'in ölmez eserini Meclis'te ben okudum.
Meclis tarafından büyük tezahüratla karşılandı.
Alkışlandı... Defalarca alkışlandı.
Meclis, ayakta dinlediği gibi, Atatürk de ayağa kalkarak alkışlıyordu.

***

Atatürk... Dedi ki...

Büyük Atatürk'e sorulur:
- İstiklal Marşı'nın en sevdiğiniz mısraları hangileri?
Atatürk... Şu yanıtı verir:
İstiklal Marşı'nda, davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır.
En beğendiğim yeri şu mısralardır... "Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet... Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal."
Benim, bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar işte bunlardır.

***

Nasrullah Camii

Kastamonu... 1506 yılında inşa edilmiş Nasrullah Camii... Burdur Milletvekili Mehmet Akif, Nasrullah Camii kürsüsünden millete hitap ediyor. 19 Kasım 1920... Cuma... Uzun bir konuşma.
Akif... Medeniyet denilen son dişi kalmış canavardan söz ediyor... Ülke ülke... Ve konuşmasının bir yerinde şunları söylüyor:
"Ey cemaati Müslimin... İşte bugün bizden istedikleri, ne filanca vilayet, ne filan sancaktır... Doğrudan doğruya başımızdır... Boynumuzdur... Hayatımızdır... Varlığımızdır... Devletimizdir, dinimizdir, imanımızdır."

***

İki komşu

Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarı, Tacettin Dergâhı'nda.

Mehmet Akif'in evi ile "aynı mekânda... Komşu desek yeridir."
Dün Akif'in evini ziyaret edenler... Hem İstiklal Marşı yazarına hem de Yazıcıoğlu'na Fatihalar gönderdiler.