Önce haber bülteninde benzine bir ay içinde üçüncü kez zam geldiği ve litre fiyatının 5 liraya yaklaştığı haberini izledim.
Sonra içime her kasvet bastığında yaptığım gibi, kafa dağıtmak için belgesel kanalları arasında dolaşmaya başladım. Ve aradığımı da NatGeo Adventure kanalında buldum. Venezuela'yı tanıtan A.N.O.S. adlı bir gezi programıydı.

SUDAN UCUZ BENZİN
Che gibi başında bere, üzerinde askeri üniforma bulunan yeni devrimci; altında 50'li yıllardan kalma altı silindirli ciple dolaşıyordu. Amerikalı sunucu, "Emperyalizme karşı mücadele veren biri olarak, daha az benzin tüketen bir otomobille gezmeniz doğru olmaz mıydı?" diye sordu. Bizimki, ağzındaki puroyu dudakları arasında çevirip yandan çarklı bir gülüş fırlattı: "Birazdan görürsün..."
Ve gördük... Bizim çakma Che Guevera benzin istasyonuna girdi, cebindeki üç-beş madeni parayla benzin aldı. Amerikalı sunucu da benim gibi şaşkındı. Meğer petrol zengini Venezuela'da benzinin litresi 70 Bolivar'mış. (Yani onların 70 kuruşu) Bir litre su ise 2 bin Bolivar'a satılıyormuş.

BOZUKLAR YETER
Benzin istasyonunda kimse öyle kredi kartına filan davranmıyor.
Cebinde ne kadar bozuk para varsa, onu çıkartıp ödüyor!..
Dünyanın en pahalı ikinci benzinini kullanan bir Türk vatandaşı olarak bu belgesel bana bilim kurgu filmi gibi geldi.