İsrail soykırımının gölgesinde kalan CHP Olağanüstü Kongresi geçen hafta sonu yapıldı.
Mayıs ayında yapılan seçimlere kadar Seyyid, Veli, Devrimci, İkinci Atatürk ilan edilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun devrilmesi için oluşturulan Özgür Özel- Ekrem İmamoğlu ittifakı, kongreden başarıyla çıktı. 913 delegenin oyuyla aday gösterildiği iddia edilen Kılıçdaroğlu, ilk turda 664 oy aldı. İkinci tura kalan oylama öncesi çekileceği iddia edilen Kılıçdaroğlu'na baskı yapılarak devam etmesi sağlandı. Türk siyaset tarihinde belki de hiç yaşanmamış parti içi bir baskıyla çekilmemesi sağlanan Kılıçdaroğlu, ikinci turda ise net bir yenilgi aldı.
Kurultaya dair ilk dikkat çeken, Divan Başkanlığını Ekrem İmamoğlu'nun üstlenmiş olmasıydı. Kılıçdaroğlu'nun karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkamayan İmamoğlu, kongrede de aday olmayıp yerine tavşan aday olarak Özgür Özel'i gösterdi. Ancak kongreyi yönetmeyi de ihmal etmedi.
Artık CHP'de Kılıçdaroğlu dönemi sona erdi. Kasetle gelen Kılıçdaroğlu, Zoom toplantılarıyla gitti. Buraya kadar defalarca seçim kaybetmiş, son seçime büyük ümitlerle girmesine rağmen bir kez daha kaybetmiş bir muhalefet partisinde beklenen gelişmenin olduğu söylenebilir. Ancak CHP'de kazanan dar ekip hariç kimsenin mutlu olmadığı yeni bir dönem başladı.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na iki kere aday olup kaybeden, Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıkladığı grup toplantısında ağlayan Özgür Özel, arkasındaki Ekrem İmamoğlu ile CHP'de tam olarak neyi değiştirecek insan merakla bekliyor?
Kahraman ordumuza iftira atan Sezgin Tanrıkulu'nun parti meclisine tekrar seçilmesi, bir diğer müfteri Ali Mahir Başarır'ın Özgür Özel'in kazanmasını sevinçle karşılaması sonrası CHP'de tam olarak neyin değiştiğini herkes merak ediyor. Özel'in 7 Ekim'den bu yana sonuncusu kongrede olmak üzere Hamas'ı terör örgütü ilan edip Selahattin Demirtaş'a selam çakması ve Kılıçdaroğlu'nu da geçen bir Amerikancılığa evrilmesi dışında elimizde bir veri yok. Acaba Özel'in aday olduğu güne dek her söz ve tavrıyla tamamen Kılıçdaroğlu ile birebir aynı çizgiyi sürdürmesi de işin "değişimci" yanı mı oluyor?!
Ayrıca kongreye giden süreçte CHP'lilerin birbirleri aleyhindeki yolsuzluk iddialarını hatırlarsak, Türk siyaset tarihinin en kirli kongresi olduğunu söyleyebiliriz. Asansör ihalelerinden yüz milyonlarca liralık trol ordularına kadar pek çok iddia bizzat CHP'liler tarafından kendi partilileri için ortaya atıldı. İstanbul Kongresi'nde İmamoğlu'nun adayının kazanması için belediye kaynaklarının seferber edildiği televizyonlarda dile getirildi.
Son olarak kendisini Kemal Kılıçdaroğlu gönüllüsü olarak tanımlayan Tolgahan Erdoğan'ın sosyal medya açıklamalarına göre, Özgür Özel'in kazandığının kesinleşmesinden sonra 4 döviz bürosu açtırılarak toplam 1.500.000.000 (1 milyar 500 milyon Türk Lirası) lüks araçlara konularak dağıtıldı. Ve bu döviz büroları "bir belediye başkanının talimatıyla" açıldı. Bu kadar paranın konuşulduğu bir kongre sonrası CHP'de suların durulacağını beklemek hayalcilik olur. Bu paraların gerçekten dağıtılıp dağıtılmadığı, dağıtıldıysa kimin neden dağıttığı ve karşılığında ne alınacağı sorusu ise araştırılmayı bekliyor.