Hep söylemde kalıyor, eylem yok; açılım paketlerinin içi boş" gibi eleştiriler duyuyoruz. Ama bu arada, birçok adım atılıyor. Yeterli değil, lâkin görmezden gelecek ölçüde kifayetsiz de değil.
Bugüne kadar konuşulmayanlar konuşuluyor. Bu da ülkemizde bir zihniyet değişikliğinin gerçekleştiğini göstermekte.
Alevilik konusu: 3 üniversitede (Çorum, Ankara, Tunceli), Alevilik ve Bektaşilikle ilgili araştırma merkezleri kuruldu. Hem bu merkezler, hem de Diyanet İşleri Başkanlığı, Alevilikle ilgili eserler yayınlamaya başladı. Alevi vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı birçok ildeki camide, binlerce imama konuyla ilgili hizmet içi eğitim kursları veriliyor. Din ve Ahlâk Bilgisi kitaplarına Alevilik bölümleri ilâve edildi. Erdoğan, Muharrem ayında onların iftar sofrasına katılıyor. Sonuç itibariyle, Madımak katliamı günlerinden çok uzaklardayız. Adımlar yetersiz kalsa dahi, hiç değilse bir gayret var.
Kürt açılımı: Doğu ve Güneydoğu'da, adları sonradan Türkçe'ye çevrilen yerleşim yerlerine Kürtçe isim konulmasına izin verilmesi. Cezaevlerinde Kürtçe konuşma yasağının kaldırılması. Terörle Mücadele Yasası'ndan yargılanan çocukların, "terör suçlusu" muamelesi görmemesi. Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Yaşayan Diller Enstitüsü' nün kurulması; Arapça, Farsça, Süryanice'nin yanı sıra Kürtçe üzerinde de akademik çalışmalar yapılabilmesi imkânının doğması. TRT Şeş'in 24 saat Kürtçe yayını; bunun yanı sıra özel radyo ve televizyonlara Kürtçe yayın hakkının verilmesi. Mahmur Kampı'nın boşaltılması faaliyetleri; teröre bulaşmamış PKK'lıları, yumuşak bir geçişle topluma kazandırma çabaları.
Tekrar edelim: Elbette noksan; elbette gönül isterdi ki, çok hızlı bir değişim sağlanabilsin. Ama "Söylem var, eylem yok" diyenler, biraz insafsız davranmakta gibi geliyor bana.