Eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, Milliyet'ten Fikret Bilâ'ya görüşlerini açıkladı. Manşete, "Benim gözümde hepsi tertemiz" cümlesi çıkarılmıştı. Acaba Özkök, Balyoz tutuklularına "kefil" mi oldu? Haberin içini okuyunca, o sözlerin, "Herkes suçu ispat edilene kadar masumdur" (Masumiyet karinesi)anlamına geldiği hemen anlaşılıyor. Çünkü Özkök Paşa şöyle diyor: "Benim gözümde hepsi tertemiz. Eğer bir hataları varsa, o da yargı sürecinde belli olacaktır."
Zaten, yargıya müdahale etmesinin söz konusu olmadığını da, o konuşmasının sonuna ekliyor.
Bence, Özkök Paşa'ya sorulması gereken birkaç soru daha var:
1) Plan seminerinin, önce, dış tehdit üzerine kurulması istenmişken, neden Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın ısrarı üzerine, Harp Oyunu'na iç tehdidin de eklenmesine izin verdi?
2) 19 Mart 2003'te, -Plan seminerinden iki hafta sonra- Birinci Ordu'daki o toplantıya katılan Genelkurmay gözlemcisi Kurmay Albay Hasan Durak, Genelkurmay'a bir rapor sundu; toplantıda, sıkıyönetimin ilan edilmesi, Milli Mutabakat Hükûmeti'nin kurulması ve MİT'in başına bir askerin getirilmesi gibi konuların tartışıldığı bilgisini Hilmi Özkök'e verdi. Meşru bir hükûmet işbaşındayken, Harp Oyunu'nda, yeni bir hükûmet kurulması planlanabilir mi?
3) Org. Çetin Doğan, "Gerekirse Genelkurmay Başkanı'na ültimatom veririz" demişti o toplantıda. Bunu gülerek söylemişti ama diğer görüşmeler çerçevesinde düşünüldüğünde, gizli bir niyeti ortaya koyuyordu. Acaba, Genelkurmay gözlemcisi, raporunda ültimatomdan söz etmiş miydi?
4) Ve en önemlisi, gözlemci Kurmay Albay Hasan Durak, Genelkurmay Başkanlığı'na, 19 Mart'ta bu bilgileri iletince Özkök Paşa ne yaptı? Birinci Ordu'nun bağlı bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'la neler konuştu? Niçin, Ergenekon sanıklarından eski Jandarma İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz, 4 Mart 2010'da internet ortamına düşen ses kayıtlarında, "19 Mart 2003; bu tarih çok kritiktir. Aytaç Yalman, gidip Hilmi Özkök'e komutanların hepsini gammazladı" diyordu? Bu sözler ne anlama geliyor?
5) Bu sorulara bir ilavemiz daha var. Çetin Doğan'ın Nisan 2010 tarihli açıklaması. Doğan, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Ağustos 2003'ten sonraki bir tarihte (Bu tarihte Çetin Doğan emekliye ayrıldı), Birinci Ordu'da ve diğer komutanlıklarda tahkikat yaptığını, bu amaçla Kozmik Odalara ve Muhabere Bilgi Sistemler Başkanlığı'nın (MEBS) sistemlerine girildiğini, oradan Ordu Plan Semineri kayıtlarının ve dokümanlarının alındığını söyledi. Tabii Çetin Doğan'ın bu iddiayı ortaya atmaktaki maksadı, Hilmi Özkök'ü suçlamaktı. Ona göre, Özkök, söz konusu belge ve kayıtları birilerine verip, o model üzerinden Balyoz Darbe Planı'nı hazırlatmıştı. Çetin Doğan, Balyoz Darbe Planı'nın, daha ileri bir tarihte, Harp Oyunu şablonuna göre düzenlendiğini belirtiyordu. Peki, Kozmik Oda'da saklanan Plan semineri bilgileri ve ses kayıtları, nasıl ele geçmişti? İşte, Çetin Doğan, Kozmik Oda'dan belgeleri çıkaran kişinin Özkök olduğunu iddia ediyordu. Balyoz iddianamesinde ise, bunun tam tersi bir kurgu mevcut. İddianameye göre, 2 Aralık 2002'de, Balyoz Darbe Planı hazırlandı ve Plan semineri, bunun kamuflajı olarak kullanıldı.
Acaba Özkök, bu konularda ne düşünüyor?