Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan hepimiz çok umutluyuz. Türkiye'de en çok şikâyet edilen konu her daim eğitimdir. Şimdi milenyum çocuklarının nasıl bir ortamda eğitim almaları gerektiği konusu, herkesin kafasında en büyük soru işareti. Çünkü onlar mobil teknolojiye doğdular. Teknoloji hepimizin hayatını akıl almaz bir şekilde değiştirdi. Bu değişim yaşanırken, genç kuşakları yeni teknolojilere adapte olmayı başarmış bir eğitim sisteminin içine sokabilen ülkelerin refah seviyesinin de zıplayacağı aşikar.
Bu girizgahın sebebi, Pirelli Türkiye'nin 'Yenilik Peşinde' ismini taşıyan ve lise çağındaki gençlerin 21'inci yüzyılın yetkinliklerine sahip olmalarının yolunu açmayı hedefleyen eğitim projesi. Geçtiğimiz hafta Pirelli Türkiye Genel Müdürü Gian Paolo Gatti Comini, Kurumsal İletişim Direktörü Ahu Tarmangil ve İnsan Kaynakları Direktörü Serpil Kösker ile sohbet ettim. 1960'da kurulan Pirelli Türkiye, 550 çalışanıyla İzmit'teki fabrikasında yüksek teknoloji ürünü lastikler üretiyor. Üretim yaptığı İzmit'te eğitime katkı vermek için okul da yapıyor. Önce ilkokul ardından Pirelli Anadolu Lisesi'ni yapıp devlete bağışlıyor. Şimdi o lisede gençler, çevrelerinde gördükleri problemlere çözümler aramak için teşvik edilip, toplam 42 saati bulan özel eğitimden geçtikten sonra proje üretmeye başlamışlar. İlginç olan şu: Projelerden birinde gençler, kantindeki kalabalığın yarattığı kaosu önlemek için, platformlar kullanarak, bir sıra sistemi getirmişler. Diğer proje ise sert tahta sıralarda oturmuş benim gibi X kuşağı için, çarpıcı bir sınıf oturma düzeni. Düşünün bizler, bizlerden önceki kuşak, sonra Y kuşağı hâlâ Türkiye'deki okulların büyük bir bölümünde rahatsız tahta sıralar ve masalarda eğitim alıyor. Oysa biliyoruz ki milenyum kuşağı artık böyle ders dinlemek istemiyor. Gençler projelerinde sınıfı platformlarla yukarı doğru yükselterek, bir anfi oluşturmaya çalışmışlar, böylece öğretmeni ve tahtayı herkesin net bir şekilde görebileceği ortam yaratmışlar. Bu çalışmaların devamında eminim ki, o sert tahta sıraları da güzel koltuklarla değiştirecekler ya da yerlere minder atacaklar.
Demek istediğim şu ki, gençler eğitimdeki problemlerin çözümünde yer almak istiyor. Ne güzel ki Pirelli gibi yanına konunun uzmanı Impact HUB gibi çözüm ortaklarını alarak, teknolojiyi de kullanarak eğitime katkı yapacak güzel projeler üreten özel sektör kuruluşları var. Şu anda Türkiye'nin birçok ilinde 8 liseden öğretmen ve öğrencilerden oluşan ekipler, online eğitimler alıyor ve eğitimde inovasyon yapacak projeler hazırlıyor. Yukarıdaki projede teknoloji kullanılmamış olabilir ama şu anda içinde 3D Yazıcı olan ve anında çalışan prototiplerin üretileceği bir Mobil Maker Lab liseleri dolaşıyor. Şimdi Bakan Ziya Selçuk'un ekibine tek bir şey kalıyor. Bu çözüm modellerini dinleyerek, içlerine sinenleri eğitim sisteminin içine almak. Ne dersiniz?
