Paralel yapının yeni Gezi peşinde olduğunu 23 Eylül'de yazmış ve siyaseti ve sokağı istikrarsızlaştırma girişiminden söz etmiştim. Hatta Gezi ve 17 Aralık operasyonu karışımı, daha iyi çalışılmış senaryolardan söz etmiştim.
Aranan bahane Kobani ile bulunmuş oldu. Geçen hafta FED'in doları tırmandıran açıklamalarını fırsat bilip, "Fitch Türkiye'nin notunu indirdi, Hükümet döviz, faiz ve enflasyonda kontrolü kaybetti" algısını yöneterek doları 2.30'a zıplatmış, bizi soymuşlardı.
Fitch notu düşürmeyince İŞİD yalanı pompalandı, Kobani'ye sahip çıkma söylemiyle sokaklar hareketlendi. Bir taşla iki kuş vurma fırsatını kaçırmadılar. Bir yandan çözüm sürecini akamete uğratmak diğer yandan vandallıkla sokağı kana bulamak istediler.
Bizler çözüm sürecine yönelik sabotajlara ilk defa tanık olmuyoruz. 2 yıldır süreci baltalamak adına sayısız girişimi bertaraf ettik. Gördük ki çözümü isteyen irade, sapasağlam ama ülkeye maliyet yüklediği de ortada...
2008 küresel sürecinde pozitif ayrışan Türkiye'yi ekonomi üzerinden vuramayacaklarını anlayanların okyanus ötesinden yönetilen yargı darbesi de sonuçsuz kalınca gemi iyice azıya aldılar. Sokağı kana bulamak istiyorlar.
Kaos lobisi bunu neden yapıyor? Kabul edilemez ama anlaşılabilir niyetleri gayet net: Çözümle gelen dönüşüm, Kürtler üzerinden siyaset yapan kadroları hükümsüzleştirmeye başladı ve nice canlar pahasına kendilerini sistemde var kılmak için beyhude uğraş içindeler.
Bu haydutların Gezi gerginliğinde sosyal medyada yakaladıkları popülarite, bu defa ters tepmeye başladı. İnsanlar başına örülen çorabı fark etme başladı bile. Kobani işin bahanesi... Sen hâlâ anlamadın mı?