ABD ve Avrupa tatilde. Tatil güzeldir, geçici olarak sorunları unutursunuz. Sorunlar bitmez, ertelenir...
Hep görürüz, Noel Baba damdan içeri girer, torbasından çıkardığı hediyeyi bırakır ve gider. Şimdi o torba artık boş...
Küresel kriz, Avrupa'nın feleğini şaşırttı.
Yunanistan'ın 400 milyar euroyu batırması, Almanya'yı "Benim burada ne işim var" noktasına getirdi. Almanya, ciddi bir yol ayrımı sinyali veriyor! İngiltere de çok rahatsız. İrlanda'nın iflası canını sıktı. 'Herkes, kendi günahını çeksin' fikri, ön planda... Noel rüyası 1 Ocak'ta bitecek.
Yeniden "Mark'a" dönme hayali kuran Almanya'da şimdi İspanya ve Portekiz korkusu başladı. Bu vagon gibi... Tren raydan çıkarsa hepsi sürüklenir. Eğer İtalya vagona eklenirse, facia olur. Euro bölgesi çöker. Değere karşılık alım satım dengesi değişeceği için bütün dünya bu rüzgârdan etkilenir. Tam bir kaos!!!

Yani, yeni yıla öyle umutlarla falan girmeyeceğiz. Elbette ilk gün havai fişekler, ilerki günlerde "ekonomisi zayıf" ülkeler patlayacak. Şimdi durumu özetleyelim:
* İkinci büyük buhran bitmedi.
* Yapısal sorunlar yerli yerinde duruyor. Batılı biraderler çok ihtiyatlı.
* En büyük sorun işsizlik. Her yıl 22-23 milyon insana istihdam yaratılması gerekiyor ki, dünya kriz öncesi döneme dönsün.
* Dünya ekonomisi 2011'de ortalama yüzde 3-3,5 oranında büyüyecek. Bu oranlarla krizin yaralarını sarmak mümkün görünmüyor.
* Öncelikle genç işsizlerin sayısı çok fazla, hepsi öfkeli! Ortalığı yakıp yıkıyorlar. Nasıl yıkmasınlar, ana işsiz, baba işsiz. Çoğu emekli, tasarruflarını kaybetti. Bu durumu güzel bir Erzurum sözü ifade ediyor:
"Ne verdin ki, ne istiyirsen..."
Dünyanın hali ortada. Fazla söze gerek bile bırakmıyor...