Birkaç gündür CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in Meclis'te söylediklerini tartışıyoruz.
Irkçı yaklaşımını ve nefret suçu işlediğini eleştiriyoruz. Oysa sadece o sözleri değil, ondan önce söyledikleri de, son sözü de çok vahim.
Güler, adeta bir iç savaş hazırlığının ilk işaretini veriyor. Sadece bu sözler nedeniyle bile bu konuşma tesadüf değil, dün de yazdığım gibi bir projenin ilk adımı.
Bu nedenle Güler'in Meclis tutanaklarına yansıyan konuşmasının üzerinde ayrıntılı durmak gerekiyor.
Zaten topu topu 5 dakika konuşuyor ve her satırı bilinçli bir tercihi yansıtıyor. Alın vatandaşlık tanımıyla ilgili kısmı... CHP'lilerin dikkatine sunulur:
Güler, AK Parti'li Mehmet Metiner'in araya girmesi üzerine şöyle diyor: "Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na vatandaşlık maddesi için partiniz ne önerdi arkadaşlar? 'Türk vatandaşlığı'nı değil, 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı'nı öneriyorsunuz."
Aynı şeyi kendi partisinden önerenler de var. Güler burada durmuyor ama tartışma yaratan ırkçı çıkışını da yapıyor: "Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz."
Ve asıl vahim olan iç savaş sinyali veren şu sözleri: "Bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız." CHP ve MHP sıralarından buna da alkışlar geliyor.
Meclis'te görev yapan "sivil" bir siyasetçiden söz ediyoruz. Kullandığı dile bakın. Askeri bir dil bu: "Saldırıdayız." Peki, kime karşı saldırıdasınız?
Bir milletvekili olarak CHP adına çıkıp meclis kürsüsünden konuşan Prof. Dr. Birgül Ayman Güler bu sözüne de "bilimsel" bir açıklama getirmeli?
Bu saldırı, kimlerle ve neyle yapılacak? "Uyuyan hücreler" mi harekete geçirilecek? Ya da Özel Harp Dairesi ve darbeci askerlerle ilgili yeni bir projeniz mi var?
Bu saldırının hedefinde tıpkı AK Parti gibi "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" tezini öneren CHP'li Sezgin Tanrıkulu ve Rıza Türmen de var mı? Tabii CHP ve MHP bu "saldırıyı" alkışladıklarına göre onlar da "saldırıya" hazır mı?
Bu durum bana, rahmetli Ecevit'in 1978'de Sarıkamış'ta Tümgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile konuşmasını hatırlattı. Özel Harp Dairesi'yle ilgili kaygılarını dile getiren Ecevit, Yirmibeşoğlu'ndan "Kuşkularınız yersiz" cevabını alınca şu soruyu sorar:
"Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?"
Yirmibeşoğlu'nun cevabı kaygıyı doğrular: "Evet, öyle ama kendisi güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır."
Aslında sadece MHP'de değil CHP içinde de Özal Harp Dairesi'nde çalışanlar olduğunu Orgeneral Kemal Yamak'ın "Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler" kitabındaki şu sorusundan öğreniyoruz: "Acaba bu kişi Sayın Ecevit'in kendi partisinden olsaydı, itirazı olacak mıydı? O zaman CHP'den bu teşkilatta kimse yok mu zannediliyor?"
Şimdi şu soruyu sormanın zamanı: Acaba Birgül Ayman Güler de bir Özel Harp üyesi mi? Merak ediyoruz çünkü "saldırıdayız" sözü, sivil siyasetçiden çok "gayri nizami harp" yöntemlerini bilen birinin kullanacağı bir kavram.
Bir soru da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na... Milletvekilinizin "saldırıdayız" sözü partinizin ortak kararı mı? Güler ve onu alkışlayan milletvekilleriniz saldırıya geçtiklerinde siz ne yapacaksınız?
