Birkaç gün önce Başbakan Erdoğan'ın Ağrı mitingindeydim. Miting meydanından çok sokakları dolaştım ve Ağrılıların nabzını tutmaya çalıştım. Umut veren iki şey dikkatimi çekti; "Çözüm süreci"nin getirdiği barış ortamı ve Ağrı'ya hayat veren İbrahim Çeçen Üniversitesi...
Başbakan Erdoğan gittiği her meydanda her İl'e üniversite açmanın önemine değiniyordu ama bunun ne anlama geldiğini ilk kez orada fark ettim. İşadamı İbrahim Çeçen'in 2009 yılında yaptırıp devlete devrettiği üniversite kurulalı 5 yıl olmuştu ama bugün üniversiteler arasındaki konumu, eğitim kalitesi ve 11 bini aşkın öğrencisiyle önemli bir yere gelmişti. Rektör Prof. Dr. İrfan Aslan şöyle diyor.
"Üniversite, Ağrı'ya dinamizm getirdi. Sağ olsun İbrahim Bey, Türkiye'nin ilk dört üniversitesi arasına girecek bir alt yapı için elinden geleni yaptı, biz de akademik düzeyini yükseltmek için. Dünyanın dört bir yanından gelen 150 yabancı öğrenci burada okuyor. Öğretim üyelerimizin 30'u da yabancı..."
Bunları ilk kez duyuyordum.
Bu Türkiye'nin son yıllarda nasıl değiştiğinin en çarpıcı örneği... "1959 yılında öğrenim için Ağrı'dan ayrıldığımda bir gün bu şehre bir üniversite bağışlayacağımı hayal bile edemezdim" diyen üniversitenin kurucusu, o toprakların yetiştirdiği ünlü işadamı İbrahim Çeçen, o hayale giden yolu şöyle anlatıyor:
"Ülkemin eğitim ihtiyaçlarına katkıda bulunmak hayatımın her döneminde önem verdiğim konu oldu. Ağrı'ya biri 1986, diğeri 1998 yılında iki okul yaptırdım. O zaman bir gazetede 'Türkiye'nin kişi başına 550 dolar gelirle en fakir ili Ağrı'dır' diye haber çıkmıştı. Çok üzülmüştüm. Bu kaderi değiştirmek gerekiyordu. 3 bin kişiye burs verdim, hepsi meslek sahibi oldu. Ama bu yetmezdi. Önümüzde Eskişehir örneği vardı ve üniversite bir şehir için önemliydi. Biz de onu yaptık."