"Avrupa'nın ortasında çocukların öldürüldüğü gerçek bir 11 Eylül yaşanıyor ve İkinci Dünya Savaşı'nı kazananların 75 yıl önce kurduğu Veto Kulübü hiçbirşey yapmıyor! Artık yeni bir dünya düzeni kurmak lazım."
Cumartesi günü Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF) konuşan Büyükelçi Jean Paul Carteron'un bu sözleri, Başkan Erdoğan'ın 2011'den bu yana dile getirdiği "Dünya 5'ten Büyüktür' sözünü ve onu tamamlayan "Daha adil bir dünya mümkün" politikasını onaylayan ve alkışlayan bir ifade olarak belleklere kazındı. Bölgemizde ve dünyada sınırların yeniden çizildiği, yeni bir dünya düzeninin şekillendiği şu dönemde, Antalya'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Dışişleri Bakanlığı'nın evsahipliğinde gerçekleşen 3 günlük baş döndüren İkinci ADF 2022 platformunun ne kadarını takip edebildiniz dışarıdan bilemiyorum ama orada bizzat bulunup, bu tarihi sürece tanıklık eden gazetecilerden biri olarak bir kez daha ülkemle, milletimle, devletimle ve devleti yönetenlerle gurur duyduğumu söylemek isterim.



Detayları gazete sayfalarında ve TV ekranlarında, muhabir arkadaşlarımız uzun uzun sizlere aktardığı için tekrara girmeyeyim ama şu kadarını da söylemeliyim: Şu üç günlük periyotta ve aslında son 10 günde Türkiye, baş döndüren diplomasi trafiği ile; barışın, istikrarın, küresel huzurun, diyaloğun merkezi, adresi ve tek garantisi olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ilan etti. Komşularıyla tutarlı, dengeli ilişkinin peşinde bir Türkiye, ne kendi devletini ne de bölgesini maceraya, kötü bir senaryoya teslim etmek yerine dünya barışına büyük bir hizmet ettiğini gösterdi. Başkan Erdoğan'ın, cuma günkü konuşması baştan sona, Asya- Avrupa- Ortadoğu ve başka hiç bir blok arasına sıkışmadan, demokrasinin, insan haklarının, diyaloğun ve diplomasinin parlayan yıldızı olarak unutulamayacak dersler ve mesajlarla dolu idi. Her ne kadar kendisi forumda olmasa da yaptığı açıklamalarla MHP Lideri Bahçeli, çift başlı kartal gibi hem batıya hem doğuya bakan politikasıyla, Cumhur İttifakı'nın ortağı olarak çok güçlü bir mesaj ve destek verdiğini bir kez daha ilan etti.
Artık uzun vadeli dış politika döneminin bittiği, devletler arası güvenin önemli ölçüde yitirildiği şu dönemde güven unsurunu unutmayan, insani değerleri önceleyen, dengeli ve tutarlı politikalarıyla, yeni dünya düzeni kurulurken hem belirleyici hem lider ülke olduğunu ispatladı. Cumartesi günkü "Yumuşak Güç" isimli oturumda yaptığı konuşmasında Emine Erdoğan'ın da verdiği şu mesajın altı, işte bu yüzden kalın kalın çizildi: "Farklılık değil, ortak yönleri öne çıkaracağımız bir dünya düzeni olmalı. Sevgi, merhamet ve barış, algı operasyonlarına kurban ediliyor. Bir gözyaşının diğerine üstünlüğü olabilir mi? Yeni bir sayfa açılmalı."
Büyük Türkiye'yi sadece bir tanım olarak değil ya da sadece bizlerin söylediği bir iltifat olarak değil, 200'e yakın ülkeden gelen yabancı devlet görevlisinden duymak bizleri ne kadar gururlandırdıysa, yabancıların bile hayran kaldığı bu diplomatik başarıyı gölgelemek için yarışan Millet İttifakı ortakları ve her tür skandalın yaşandığı CHP liderinin Diyarbakır ziyaretinin zamanlamasıyla, ADF 2022'yi kundaklama girişimini ayıplamak ve yadırgamak da işten değil. Ama biz bırakalım bu cılız olumsuzlukları da, böyle büyük bir organizasyonu gerçekleştiren ve forumdan hemen önce Antalya'da Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını biraraya getirmeyi başaran başta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu ve ona yol arkadaşlığı yapan bakanlık bürokrasisini kutlayalım.
Başkan Erdoğan'ın emsalsiz tecrübesi ve diplomasi dehasıyla taçlanan Türkiye, yeni dünya düzeninin kutup yıldızı olarak yol göstermeye ve parlamaya devam edecek...