Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Hayata güvenle bakan kadın, mükemmel annedir

"Korkuyorsun anne hayattan... Sana yardım eden de olmadı. Kendin için bir şeyler yapamamanın acısını yaşadın ve bunun karşılığını bekledin hep.
Sanki bunun acısını, birileri sana aşırı ilgi ve özen göstererek kapamalıydı. Ya da sen hep acınacak halini ortaya serip insanların sana hak vermesini istemeliydin.
Şimdi sadece sevgi beklediğini söylüyorsun.
Ama korkuyla... O kadar korkuyorsun ki, hayatın içine karışmıyorsun anne. Annenden ve toplumdan öğrendiğin her şeyi doğru zannettin.
Ve onları bize empoze etmeye çalıştın. Herkesi yargılamak istiyorsun.
Benim canımı en çok sen acıttın anne.
İçimdeki korkuları oraya sen yerleştirdin.
Kimseye güvenmemeyi sen tembihledin.
O tembihlediklerin beni öyle korkuttu ki anne, hayatımda gidip bir kez hata yaptım, o da senin beni uyardığın şeydi işte. Bunu benden bekliyormuşçasına korkuttun beni. Ve ben, sadece söylediğin şeyin hatasını yaptım. Bu da seni doğrulamış oldu anne.
Sana karşı kendimi suçlu hissediyorum.
Çünkü ben kendi evimde yaşamak, sevmek, sevilmek istiyordum. Ama sen, ben her gitmeye kalkıştığımda hasta oluyordun. Sen beni hiç kendimle baş başa bırakmadın anne. Nasıl ki kendin yalnız kalmak istemiyorsan, bundan korkuyorsan, beni de öyle bırakmıyorsun. Sana sürekli acımamı, üzülmemi ve vicdan azabıyla yanında kalmamı istiyorsun.

KIZ ÇOCUKLARINI ÖNEMSEMİYORUZ
Artık sana bu kötülüğü yapmayacağım anne.
Seni çok seviyorum. Ama bu şekilde vicdan azabı duyarak değil. Özgürce... Hayatımda sevinç ve mutluluk varken sevmek istiyorum seni. Bir derdim olduğunda sadece başımı göğsüne koymak, şifalı ve şefkatli avuçlarınla okşanmak istiyorum. 'Merak etme, ben buradayım. Her şey düzelecek,' demeni istiyorum.
Evden ayrılırken kendimi kötü hissetmek değil, 'Börek yaptım, yanında da ayran var,' dediğinde koşarak gelip mutlu olmak istiyorum."
Yukarıdaki cümleler, 33 yaşında, akıllı, kültürlü, İstanbul'da yaşayan ve kariyer sahibi bir kadına ait. Ama bu bir erkek de olabilirdi. Biz toplum olarak bir yerlerde hata yapıyoruz, fark ettiniz mi? Kız çocuklarını baskılayarak, okutmayarak, hayatla ilgili heveslerini kursaklarında bırakarak büyütüyoruz.
Onları önemsemiyoruz. Acılar ve yarım kalmışlıklar içinde yetişiyorlar.
Hatta korkutuyoruz. Erkeklerden, kendi bedenlerinin gücünden, hayattan korkmalarını sağlıyoruz. Ve o kızlar günün birinde büyüyüp evleniyor. Bir gecede sanki içlerinde gizli bir düğme varmış gibi, basıp onların gerçek bir kadın olmalarını bekliyoruz.
Oluyorlar da... Ama hangi dramları yaşayarak? Bir gün anne oluyorlar.
Küçük bir bebeği kollarında tutan her kadın gibi, içgüdüleriyle onları yetiştirmeye çabalıyorlar. Ama küçükken bilinçaltlarına yerleştirdiğimiz korku, nefret değersizlik, güvensizlik, eteklerine dolanıyor. Kendi çocuklarına da aynı korkuları empoze edebiliyorlar. Üstelik sadece kızlara değil, erkeklere de bunu yapıyorlar.
Kadınlar öyle akıllıdır ki, bazen oğlan çocuklarını çok daha kolay yönetebilirler.
Üzerlerinde hakimiyet kurabilirler. Kız çocuklarını kontrol edebilirler. Sevgi ilişkisi değil, korku-vicdan azabı-suçluluk-gizli öfke ilişkisi kurarlar. Nesilden nesile aktarırlar. Bu hataları ben de bir anne olarak yapıyorum. Çünkü hepimiz kontrolü seviyoruz.
Bakın 33 yaşındaki bu kadın gibi öyle çok anneye sitem var ki... Yetişkin erkekler çoğunlukla bu baskının farkında bile olmuyor ya da karşı koyacak kadar manevi gücü kendilerinde bulamıyorlar. Oysa anneler çok değerli. Onlar yepyeni nesiller yetiştiriyorlar.
Yarın Anneler Günü. Gelin, hep birlikte gelecekteki annelerimizi özgür ve sevgi dolu yetiştirelim. Onları okutalım. Korkutmadan, teşvik ederek, eleştirmeden öğreterek büyütelim.
Hayata güvenle bakan her kadın, mükemmel bir annedir. Çünkü sevmesini bilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA