Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

24 saat Beyoğlu

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, bu mevsimde Beyoğlu'nu yaşıyor, Beyoğlu'nu soluyoruz. Ve yine festival kuşları olarak, bu gözde, hep güncel, kimi zaman talihli, kimi zaman unutulmuş güzide semtimizi neredeyse 24 saatiyle yaşıyor ve üzerinde düşünüyoruz.
Ana caddeden yan sokaklara tüm zemin kaplamalarının yapılalı görece olarak çok az olduğu halde böylesine iflas etmesine şaşıyor, Batı'da bu işlerin nasıl 'evladiyelik' olarak yapıldığını ve ömür boyu dayandığını hatırlayarak üzülüyoruz
Ama ne gam... Yeni taşlarını beklerken, cadde ve semt yine neşeli, yine kalabalık, yine capcanlı. Geleneksel kalabalığa yine festivalin kendine özgü kalabalığı ekleniyor; özeliklle gençlerden oluşan... İnatla yıllardır festivali izleyen yaşını başını iyice almış portreleri yine görmekten memnunuz. Ama büyük ve ezici çoğunluk artık gençler. Ve bu hep yenilenen bir kesim: Okullar bitiyor, köylü köyüne evli evine dönüyor. Ve yerlerini yeni kuşaklar alıyor.
Elbette asıl merakımız, caddenin tam göbeğine tuhaf bir dev pasta gibi yerleşen Demirören-İstiklal. Yani yıllar boyu bitmeyen bir inşaatın sonunda açılabilen o dev AVM. Kuşkusuz binanın bitip açılması başlı başına bir olay. Öncelikle sevinelim. Üstelik ferah bir girişi ve davetkar bir hali var.
Ama sonuç olarak bu nedir? Sevgili okurum, İstanbul âşığı Mürsel Sönmez'in yazdığı gibi "İstanbul'un birçok yerinde mantar gibi biten, AVM'lerin kötü bir kopyasından başka bir şey değil." Bunun için mi bizleri yıllarca oyaladınız, eski Saray Sineması'nın ihyasından turistik otele her gün değişen tasarılarınızın sonunda bunu mu sunuyorsunuz? Yine Sönmez'in dediği gibi bir köşesinde eski Beyoğlu'nu anan bir küçük simge, hatta Saray'ın bir resmi bile yok...
Zemin altı üç katı tümüyle bir elektronik mağazaya ayrılan binada bir de Virgin müzik/kitap/DVD mağazası var. Virgin, yani benim yıllardır Paris'ten Los Angeles'a hangi batı kentinde olursam olayım, tavaf eder gibi ziyaret ettiğim kurum. Kaç yıldır gelecek deniyordu. Ne yazık ki biraz geç kaldı, tam da müzik piyasasının çöktüğü dönemde gelebildi.
Bu zaten öbürlerinin soluk bir kopyası gibi. Sadece çok satan veya satabilecek şeyler var.
Ben alışverişimi yine D&R veya Beyoğlu Mephisto'dan yapmayı sürdüreceğim. Kaderin cilvesine bakın ki Beyoğlu'na adım atar atmaz Mephisto'dan aldığım birkaç CD arasında, Virgin Records'tan çıkan bir CD de vardı: 1998 basımı bir John Hammond (bir blues ustası) albümü. Virgin mağazasının kendisinde bile olmayan...
İşte Beyoğlu'dan haberler bu haftalık bu kadar. Devamı gelecek haftaya...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA