Bir zamanlar tavuklar bütün alınır, pişirildikten sonra da sofraya bütün olarak getirilirdi. Sofrada önce misafire, ardından ailenin yaşlılarına sorulurdu: "But mu tercih edersiniz, göğüs mü?" diye. Tavuğu sofrada parçalamak genellikle erkeklerin göreviydi. Zengin ailelerin pazar sofralarını fırında kızartılmış tavuk süslerdi. Tavuk giderek ucuzladı, sıradanlaştı. Görgü kurallarının en sıkı dönemlerinde kibar sofralarda bile tavuk budunu elle yemek yadırganmıyordu. Fast food akımı yayılınca, pane edilmiş tavuk budunu elle yemek, hemen benimsendi. Kolesterol korkusu insanların ağız tadını kaçırmaya başladığından beri de beyaz ete, dolayısıyla yağsız ve düşük kolesterollü, şişmanlatmayan tavuk etine rağbet katlanarak arttı. Bugün artık hiç kimse tavuğu sofrada parçalamıyor, sofralarda isteyen istediği kadar but, isteyen de istediği kadar göğüs yiyebiliyor. Hâlâ hamburger ve dönerde kırmızı et daha çok tercih edilse de, 'light' tavuk kıymasından yapılmış hamburger, salam ve sucuklar, et dönerini neredeyse aratmayan tavuk dönerleri çoktan gündelik hayatımıza girdi. Bu yaz aylarında İstanbul'dan otomobille İzmir'e giderken Akhisar'ı geçtikten sonra, sağda, bir Lukoil benzin istasyonu yanındaki Tavvuk adlı restoranı fark ettim ve kısa bir mola vermek için durdum. Yaz boyunca birkaç kez daha aynı yolculuğu yaptım ve gerek gidişte, gerekse dönüşte buraya uğramadan yapamadım.
ARDINDA KESKİNOĞLU VAR
Tavvuk'ta tavuk eti kullanılarak, Türk damak tadına uygun yemekler sunan ve başka örneği bulunmayan bir konsept yaratılmış. Restorana daha yaklaşırken yoldaki levhalarda buranın arkasında bölgenin en büyük yumurta ve tavuk üreticisi Keskinoğlu'nun bulunduğunu okuyorsunuz. Dışarıda otomobilinizin termometresi 40 dereceyi gösterirken otomatik kapıdan içeriye adımınızı attığınızda ise serin, ferah bir ortam sizi karşılıyor. İlk bakışta burası bir fast food mekânı. Ancak genellikle bir fast food restoranında bu kadar çok çeşit bulunmaz. Nitekim kahvaltılıklar listesinde bile 40'ın üzerinde malzeme mevcut. Üstelik bunların arasında yumurta çeşitleri yok. Menemenden çılbıra, İspanyol omletinden sahanda istenilen malzemeden yapılmışına kadar 10 çeşit yumurta da cabası... Tost, sandviç ve salataları atlıyorum. Gelelim restoranın ızgaralar reyonuna. Burada tavuk etinden yapılmış 11 çeşit ızgara sizi bekliyor. Çöp şişle başlıyor liste; hamburger, cheeseburger, piliç pirzola, tavuk etinden ızgara sucuk, kasap köfteyle devam ediyor. "Tencere yemeği yok mu?" derseniz, hemen "Var!" yanıtını alıyorsunuz. Tezgâhtaki görevli sıralıyor: "Tavuk suyu çorba, tavuk etli kuru fasulye, tavuk suyuna pilav..." Sonra yandaki 'Kızartmalar' reyonuna geçiyorsunuz. Burada da 13 çeşit tava, siz istediğinizde anında yapılıyor. Neler mi? Örneğin tavuklu kızarmış mantı, piliç Arnavut ciğeri, piliç kadınbudu köfte, salamlı piliç Cordon Bleu -tabii tavuk salamlı-, piliç şinitzel ve daha niceleri. Yan tarafta sizi döner tezgâhları karşılıyor. Bursa kebap, pide ekmeğine döner, pilav üstü döner; tabii hepsi de tavuk etinden. Pizzalar reyonunda ise kocaman bir fırın var. Burada da biri vejetaryenler için olmak üzere altı çeşit pizza, yedi çeşit pide ve lahmacun arasından tercih yapabiliyorsunuz. Yine ana malzemenin tavuk olduğunu söylememe gerek yok. Çevirme piliçler bir başka reyonda. Burada kolay kolay başka yerde bulamayacağınız 20 günlük körpe piliç de var, şişte but incik, değişik porsiyonlarda çevirme piliç de.
ÇOCUKLARA ÖZEL ODA
Restoranın orta kısmında salata ve tatlı büfeleri yer alıyor. Tatlılar içinde en ilginci tavuklu baklava. Tavukgöğsü yerken yadırgıyor musunuz ki? Niye hemen yüzünüzü buruşturuyorsunuz? Tavuklu baklava, tarçını bol bir tür cevizli baklava. Sadece yer yer ağzınıza tavukgöğsündeki gibi çok ince tavuk eti lifleri geliyor ve kesinlikle rahatsız edici değil. Katmer, profiterol, höşmerim, krem brüle gibi diğer restoranların ilgi alanına giren tavuksuz tatlılar da düşünülmüş. Ayrıca yoğurtlu dondurma da var. Restoranın bir bölümünde Keskinoğlu firmasının Ravika zeytinyağları ve bazı tavuk ürünleri satılıyor. Bunlar arasında döner, köfte gibi işlenmiş olanlar da dikkati çekiyor. Ancak bu ürünleri 8 dereceden daha sıcak ortamda uzunca süre tutmak mümkün değil. Dolayısıyla ürünler, içinde buz bulunan termos, özellikli torbalarda müşteriye teslim ediliyor ve bu şekilde 12 saatlik yolda bile bu hassas yiyecekler etkilenmiyor. Burası bir çocuklu aileler cenneti. Bebek altı değiştirmek için özel bir odada bebek bezleri, ıslak mendiller, çocuklu annelerin hizmetine sunulmuş. Gerek kadın, gerekse erkekler tuvaletinde küçük çocuklar için de alafranga tuvaletler, minik pisuarlar ve çocukların boylarına göre ayarlanmış lavabolar var. Bilgisayar oyun odasına bilgisayarlar yerleştirilmiş, yakında play station oyunları da getirilecekmiş. Dışarıda ise küçük bir hayvanat bahçesi ve çocuklar için bir oyun alanı var. Buraya çocukların Akhisar sıcağından fazla etkilenmemeleri için sık aralıklarla toz halinde su püskürterek ortamı serinleten bir sistem kurulmuş. Bütün bu keyifli ortamda yediğim yemeklerin fiyatları son derece makuldü. İki örnek vermekle yetineyim; ızgaralar 7-7.5 TL, bütün bir çevrilmiş tavuk 9 TL'ydi. Umarım aynı fiyatlarla İstanbul'da da kısa zamanda şubeleri açılır.
