Rize'ye giderken, şehre girmeden önce Rize Kalesi'ni gezmelisiniz. Rize usulü çayı içerken çay bahçelerini ve denizin güzelliğini kuşbakışı fotoğraflayabilirsiniz. Ardeşen'e varmadan koruma altına alınmış 100 bölgeden biri olan Kaçkar Milli Parkı'nın içindeki Fırtına Vadisi'ne ulaşmış durumdayız. Tabii ki Fırtına Deresi'nde bulunan kırmızı renkli alabalık, mısır ekmeği, lahana sarması ve vazgeçilmez mıhlama yenilmeden yola devam edilemez. Tatlı olarak Laz böreğini denemenizi öneririz. Fırtına Vadisi'nin tüm haşmeti, yaşama karşı acımasızlığı sizi etkisi altına alacak. Bir anda sık orman dokusu ve yeşilin tüm tonları içinde kendinizi nehrin doğuşuna doğru yol alırken bulacaksınız. Yol üzerinde köyleri birbirine bağlayan tarihi taş kemer ve asma köprüler, dik yamaçlara kurulan evlere yük taşımak için yapılan basit teleferikler unutamayacağınız detaylardan. Vadi içinde ilerledikçe doğal hayatın içine gireceksiniz. Akşamüstü Çamlıhemşin'e doğru gidiyoruz. Bir dönem Rusya'ya gurbete gidenlerin getirdikleri altınlarla yaptıkları görkemli konakları, başlarını kuşdili şeklinde bağlayan hemşinli kadınları görerek şimdilerde turizm merkezine dönüşen, aslen Kaçkar Dağları'na çıkarken dinlenme merkezi olan Ayder Yaylası'na varıyoruz. Ladin ve kayın ağaçlarıyla bezenmiş yayla, güzelliğiyle cezbediyor. Konaklama için Ayder Yeşil Vadi ile Ayder Haşimoğlu Oteli, seçenekler arasında. Buradan sonra sabah erken kalkarak Ardeşen, Arhavi, Hopa üzerinden Sarp sınır kapısına giderek, Karadeniz sahil yolunu tamamlayabilirsiniz. Karadenizden ayrılmadan önce arkanıza dönüp mavi ile yeşilin en güzel tonlarına son kez tekrar bakın. Yaşamınızın en güzel fonlarından biri olacağına emin olduğumuz Karadeniz seyahatini hiç unutmayacaksınız.