- Ailenin tek çocuğusunuz değil mi?
-Evet. Hem özgür olmak, hem yalnız olmamak istedim. Bu dengeyi kurmak lazım. Fazla kalabalık olursa o da iyi değil. Sabırlıyım, çok tutkuluyum, çok sadığım, kindar değilim, o an sinirlenebilirim, bir anda kırabilirim birini, kontrolümü kaybedebilirim, fakat kötü bir insan olduğumu zannetmiyorum. Sevgi var kalbimde, insanlara inanırım. Herkesi beğenmem, seçeceğim arkadaşlar vardır, onların yeri bende ayrıdır. Kapalı mekânlara alerjiğim. Mesela sigara dumanına alerjiğim, aptal şeylere alerjiğim, kıskançlıktan nefret ediyorum.
- En yakınınız kim hayatınızda?
- Sevim Özsoy'du, o da öldü. Bu sene çok güç geçti. Sevdiğim adam kanser oldu. Çinilerin üzerine düştüm kaydım banyoda.
- Ya şimdi? Aşk var mı?
- Anlamazlar. Çünkü 75'e bastım. Anlamazlar ki 75 yaşında bir kadın âşık olabilir. Anlamazlar çünkü bizim kafa yapımıza göre, 70 yaşındaki bir kadın artık büyükannedir. Normal hayatta 20 yaşında evlendin anne oldun, çocuklar oldu, büyüdüler, torunlar oldu. Sevgi zamanla torunlara gider. Benim herkesinki gibi bir hayatım olmadı ki.
- Peki 75 yaşında âşık olunabiliyor mu?
- Başka bir şey yoksa olunabiliyor.
- Ne kadar güzel.
- Güzel ama ıstıraplı. Âşık olduğum adam ıstırap çekiyor. Kanserden ölmek üzere.
- Çok üzüldüm. 60'tan fazla göstermiyorsunuz. Ruhunuz kaç yaşında?
- Kendimi 20 yaşında hissediyorum. Görünümüm 60, fiziğim 75, ama ruhum 20 yaşında, ama vücudum çok ıstırap çekiyor.