Derya Baykal
* Bazen 'Biri sırtımı sıvazlasa, saçımı okşasa,' diye düşünüyorum ama biriyle bir daha hayatı paylaşamayacağım, onu kaldıramayacağım gibi geliyor.
* Boşandığım zaman çok sıkıntılı bir süreç yaşadım. Var olabilmek de benim kaygılarımdan biri. 'Bak, ben yaptım, siz de başarabilirsiniz. Para kazanın, bir maddi geliriniz olsun. Evden bir şeyler yapıp satabilirsiniz, bu ayıp bir şey değil,' diyorum kadınlara. Gerçekten zor günlerden geçtim. Bütün bunların örneklerini de ekranlara taşıyorum. Evlilik bir güvence değil.
* Derya Baykal olarak 16 sene çocuklarımı büyütme aşamasında televizyon ve diğer çevremi çok feci kaybettim, koptum yani. O çevreyi yeniden, çok büyük çaba sarf ederek yaptım. Ben bir bir topladım bu seyirciyi.
* Ağzının suyu akarak iş yapılır mı? Ben ağzımın suyu akarak bu işi yapıyorum. Her gün heyecanlanıyorum, şekerim 300 oluyor, tansiyonum 15 oluyor ama program bitiyor, her şey normale dönüyor.
* Resim yapmak istiyorum. Kızımın bir portresini yaptım, daha çok öğrenip, daha iyi yapmak istiyorum.
ÖZGÜRLÜĞÜME ENGEL OLMAYACAK BİR ERKEKLE BİRLİKTE OLABİLİRİM
Duygusal, duyarlı, kadınları önemseyen, özel bir kadın Derya Baykal. Geçtiğimiz hafta beni ağırladığında, bir an oranın stüdyo olduğunu unuttum. İlk kez gözyaşlarımı tutamadım .Bir baktım, hepimiz ağlıyoruz, Derya ve programdaki bütün kadınlar... İşte onun böyle bir özelliği var. Samimiyeti onu izleyen milyonlarca kadının hayatında, küçük de olsa, büyük de olsa, bir farklılık yaratıyor. Peki kendine karşı da bu kadar açık mı? Merak ettim. 8 Mart akşamı, Fulya'daki binbir çeşit modelin, örgünün, dantelin bulunduğu dükkânında kadın kadına, aşka, erkeklere ve yalnızlığına dair konuştuk.
- Bir haberci gibi çalıştığınızı gördüm. Türkiye gündemini, kadınlar için yaptığınız programa taşıyorsunuz. Niye?
- D.B: Programa girmeden her sabah beş gazete okurum. İnternette gündemi takip ederim. Dünya Kadınlar Günü'nde Elazığ'da deprem oldu. Şu soğukta insanlar sokaklarda ne yapıyorlar, diye dert oldu bana. Bir an önce bazı yardımların gitmesi gerektiğini düşündüm. Programda da tabii buna ağırlık verdim. Yarın hazırlıkları yapıp Elazığ için bir yardım kampanyası düzenleyeceğiz. Gündemden nasıl koparsın ki? Biz politik bir program değiliz. Politika yapmıyoruz, ama benim her şeyden haberim olması gerek. Ve yeri geldiğinde bunu kadınlara aktarmam lazım.
BEN YAPTIYSAM SİZ DE YAPABİLİRSİNİZ
- Gündelik hayatın içinde de bir politik duruşu var programınızın.
- D.B: Tabii ki, çaktırmadan... (gülüyor)
- Kendinizi bir misyon kadını olarak mı görüyorsunuz?
- D.B: Ben de aslında öğreniyorum, her gün bir şey öğreniyorum. Biliyorsam biliyorum, bilmiyorsam bilmiyorum, bu programın en büyük özelliği o. Okuduysam okudum, okumadıysam okumadım, yaptıysam yaptım. Hiç kimseyi kandıramazsın. Bir yerden kopya yaptığın bir şeyi pat diye çıkartır koyarlar karşına. En büyük kaygım, kadınların kendi ayaklarının üzerinde durabilmelerini sağlamak. Bu benim de kaygım. Ben de zor günler yaşadım. 'Sen de yaparsın, bak ben yaptım, sen de başarabilirsin,' diyebilmek. Bu programa başladığımda gerçekten zor günlerden geçtim. Yaptıysam, başkaları da yapabilir. Küçücük bir fırsatı çok çalışarak, ama çok çalışarak bir yere getirdim. Bazen girdiğim tiplemelerle dalga geçiliyor, ama ben ondan hiç rahatsız değilim. İsteyen istediğini söyleyebilir. Bu bir şov programı, onu özellikle yapıyorum, ona çalışıyorum. İnsanları eğlendirirken bir şeyler anlatabilmek daha keyifli. Bunu da öğrendim.
- Kendinizle bile dalga geçebilecek bir özgüveniniz var ekranda.
- D.B: Bir gün yönetmenin, şuralarımdan yanlarımdan bir şeyler çektiğini gördüm. 'Yönetmenim,' dedim 'sen de simitlerimi çekiyorsun!' Herkesin hoşuna gitmiş. Benim oram çıkmış, kolumun kırışıklığı çıkmış bunun ne önemi var? Orada işim ön planda olmalı.
KORKULARIM, TEREDDÜTLERİM VAR
- Üç kez evlendiniz ayrıldınız...
- D.B: Evet. Ayrıldığım zaman çok sıkıntılı bir süreç yaşadım, Kadınlara 'Evli de olsanız ayaklarınızın üzerinde durun. Para kazanın, bir maddi geliriniz olsun. Evden bir şeyler yapıp satabilirsiniz, bu ayıp bir şey değil,' diyorum. Bütün bunların örneklerini de ekranlara taşıyorum. Yani evlilik bir güvence değil. Etiler'e de Ağrı Dağı'nın eteklerine de, biz çok geniş yelpazeye hitap ediyoruz. Köylerde kendini aşmak isteyen pek çok kadın var. İstanbul'dan ibaret değil Türkiye, biz çok yere ulaşıyoruz. Onun için söyleyecek çok sözüm olduğunu düşünüyorum, bunu paylaşmak istiyorum.
- Saklamak istediğiniz bir şey yok mu izleyicinizden?
- D.B: Hiçbir şey yok. Hakikaten saklamak da istemiyorum. Ayrıca her şey paylaşılmalıdır.
- Bir gün âşık olursanız bunu da söyler misiniz kadınlara?
- D.B: Bir tek burada tereddütlüyüm.
- Neden?
- D.B: Bilmiyorum bu kapıları çok rahat aşamıyorum. Oralarda bazı sıkıntılar, kendime güvensizliklerim var
.
- Kapınızı kapattınız mı?
- D.B: Kapatmadım, ama korkularım var, tereddütlerim var. Çocuklarım var, nasıl olur?
- Çocuklar büyümedi mi? Hepsinin artık kendi hayatı var...
- D.B: Evet.