- 10 yıl önceki Derya ile şimdiki Derya arasındaki fark nedir?
- D.B: Şimdi kendimi ayakta tutabilme çabasında başarılı oldum. Bu çok büyük bir mutluluk. Ben Derya Baykal olarak tiyatroda oynuyordum ama 16 sene çocuklarımı büyütme aşamasında, televizyon ve diğer çevremi çok feci kaybettim, koptum yani. Yıllar sonra tekrardan o çevreyi çok büyük çaba sarf ederek yaptım. Bir şey oldu düştüm, parasız kaldım, çevresiz kaldım, kontaklarımı kaybettim, iletişimimi kaybettim ve tekrar bunu bir bir aldım ama çok çalıştım. TV8'de başladığım zaman her gün eve gelip tek başıma boyardım, çizerdim, üçlere dörtlere kadar her şeyi bir başıma yapıyordum, yani bir bir topladım bu seyirciyi. İlk zamanlar kazandığım benzim parama ancak yetiyordu. Bir evim vardı evet, arabam vardı ama benzin paramın olmadığı günler vardı. Adnan Öcal Giray'ın desteğini unutamam.
- En büyük hayalinizin, bahçeli bir ev olduğunu söylemiştiniz. Alabildiniz mi?
- D.B: Ayvalık'ta alabildim. Ayakları toprağa değen bir ev. Orada çiçekler ekeceğim, yaşlandığımda orada otururum.
- Yaşlanma korkusu var mı?
- D.B: Yok ya keyif alıyorum, hiç öyle bir kaygım yok. Yani ben zamanı falan durdurdum.
O kadar işimle ilgiliyim ki, benim yaşımdaki bazı kadınlarla bazı yerlerde karşılaşıyorum hayattan bezmişler. Öyle üzülüyorum ki...
Hiperaktif bir insanım ama aşkla yapıyorum bu işi. Çok âşığım, hakikaten sapıkça diye düşünebilirsin Tuluhan. Ağzının suyu akarak iş yapılır mı? Ben ağzımın suyu akarak yapıyorum bu işi. Her gün heyecanlanıyorum, şekerim 300 oluyor, tansiyonum 15 oluyor ama program bitiyor her şey normale dönüyor. Keyif alıyorum.
Allah herkese böyle bir şey nasip etsin.
- Hayatınızda bir erkek olursa onun nasıl biri olması gerekiyor bugün?
- D.B: Mia Farrow, Woody Allen gibi ayrı evlerde yaşayarak olabilir ancak. Herkesin ayrı evi olmalı. Asla özgürlüğüme, gitme duyguma engel olmayacak biri olmalı.
Böyle bir erkekle tabii ki deneyebilirim. Yani ben o an oradan sıkıldım, 'Sana iyi günler,' dediğimde hiç üstüme gelinmemeli, çünkü kafam çok meşgul.