- ÖDP'den ayrılma sebebiniz neydi?
- Büyük buluşmayı gerçekleştirmek istedik. Oy birliğiyle karar aldık ama dar grup solculuğuna yönelme oldu. Bir de bu kişisel bir şey değil tabii. Biz Özgürlükçü Sol Hareket olarak bütün o ÖDP müktesebatını yaratan arkadaşlarla solu büyütmenin yolunun böyle olduğunu gördük. 2007 seçimleri de bunu gösterdi.
- ÖDP aşkın ve devrimin partisiydi. Ne oldu aşka, ne oldu devrime?
- O müktesebatın devamını sürdürüyoruz. İnsanlar zaten bizi o kadar özdeşleştirmişler ki, orada bir problem olduğu kanaatinde değilim. Bütün bu sözcükler zaten, siyasette yeni bir dile tekabül ediyordu. Sol büzüştükçe ahaliden koptu. Sine-i millete dönmek ve o toplumsal dönüşümün adresi olarak solu göstermek bence önemli.
- Esas şimdi mi başlıyor yani aşk ve devrim?
- Evet çünkü ilk defa "Birey olarak ben bu sürecin parçası olmak istiyorum," diyen çok geniş bir kesim katılıyor. Türkiye'nin dört bir tarafını dolaştığımız için o sinyali görüyoruz.
Davul birinde tokmak birinde, bir tür otlakçı siyaseti dediğimiz, başkalarının sırtından siyaset yapmak insanların hoşlandığı bir şey değil. İnsanlar bize inanarak geliyor ve böyle bir şeyi görünce kaçıyorlar.
- CHP'nin oylarını toplar mısınız 2011 seçimlerinde?
- Tabii. CHP demeyeyim de, Deniz Baykal hizbine tepki duyan kesimler şimdiden bizimle birlikte davranmaya başladılar. Bu durum büyüyerek gelişecektir.
- Siyasetin herkesin malı haline gelmesini savunuyorsunuz. AKP'nin açılımı il il anlatması da bu değil mi?
- Bu yüzden iktidarda. 2007 seçimlerinde son hafta dışında sadece AKP'yle karşılaştık.
Siyasal solu güçlendirmenin yolu, sosyal solu güçlendirmekten geçiyor. Minibüs arkası yazılarında der ya; "Çalış senin de olur."