Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Sen de mi paşam?

Ah, şu senaristler yok mu? Kaç aydır memleketin cümle kadınının en sevgili sevgilisini bir çırpıda mundar ettiler. Behlül tabii ki... Oysa biz onu nasıl da farklı sanmıştık. Cesaretine, fütursuzluğuna hayran kalmıştık. Onaylamamıştık belki, amcasına attığı kazığı ama aşkına saygı duymuştuk. Hepimiz bir olup kendimizi Bihter'in yerine koymuştuk. Bihter de bütün âlemlerin şırfıntısıydı gerçi ama o adama karşı koymak da hiçbir anayiğidin harcı değildi hani. Bizim vurulduğumuz sarı saç, mavi göz, diri 'ficuttan' ziyade Behlül'ün o gözü dönmüş tutkusu ve cesaretiydi. Ama ahh ah! Sevdiği kadını tam kaçacakken piç gibi ortada bırakıp, üstüne bir de vazoyu kırmış çocuk paniğiyle ağlamaya başlaması yok mu? Kaşlar kalkık, küçük Emrah modeli. Ayyyy! O lepiska saçlarını bir çırpıda yolasım geldi yemin ederim. Dedik ya oysa biz O'nu farklı olduğu için baş tacı etmiştik. Fakat gel gör ki, etrafımızda bol bulunan, zaman zaman hayatlarımızı karartan o korkak, o basiretsiz, o sünepe, o görüntü var ses yok adamlardan biriymiş işte. Sırtını sağlama almaya meraklı, omurgası olmayan, verdiği sözler pazara kadar geçerliliğini koruyan... Bihter de malın gözü falan ama aşkı uğruna dünya umrunda olmayan, hatta icab ederse dünyasını değiştiren tipik bir dişi! Anlayacağınız beyler, üzgünüz ama kadının kevaşesi bile, sizden daha şerefli!

HELAL SANA BERRAK
Mevzu aşksa, kadın kısmının gözü döner demişken, dönelim gerçek hayata. Berrak Tüzünataç'ın, sevgilisinin yanında olabilmek için Elveda Rumeli'den rol icabı ölmek suretiyle ayrılmasını doğrusu hiç yadırgamadım. Şaşırmadım da... Çünkü bir kadın için, iş, güç, para, rol, dizi mizi bunlar hep olur! Ama gerçek bir aşk bulduğuna inandıysan, tabii ki tüm bunları elinin tersiyle itip, kendini tutkunun tehlikeli kollarına atacaksın yahu! Ki şu kavanoz dipli dünyada gerçekten yaşadığını anlayasın. Fakat düşünüyorum da acaba Nejat İşler'in böyle devam eden bir işi olsaydı, üstelik de reyting rekortmeni bir yapımda yer alsaydı, aynı fedakârlığı yapar mıydı? Bakın günün birinde böyle bir örnek duyarsak, işte o zaman çok şaşırırım. Neden olan kadını acayip kıskanırım. Ve de gider o erkeklerin yüz akı sayacağım kişiyi, alnın ta ortasından öperim. Ama nerdeeee?

BACAK BACAK ÜSTÜNE
Yaz-kış... Yağmur-çamur, fark etmiyor. O üç kadın, kavrulmuş bronz ve de gayet sütun bacaklarını, hangi matbuatı açsak gözümüze gözümüze sokuyorlar. Kim onlar? Tabii ki Eda Taşpınar, Deniz Berdan ve İvana Sert. Hangimizin bacağı daha düzgün, daha tüysüz, daha uzun ve de daha yanık yarışındalar sanki. Ben size söyleyeyim şekerim: Üçünüzün sonradan çıkmaları, taş gibi taşşşş! Maşalllah kalemle çizilmiş gibi. Sizi öyle mini mini eteklerle görüp de "Amaaan nolmuş yani, o bacaklar leylekte de var," diye burun kıvıran hemcinsleriniz, biliniz ki fesatlıktan ne diyeceğini bilemeyenler. Özenmemek elde değil çünkü. Velakin. Size pazar pazar tatsız bir bilgi vermiş olacağım belki ama dünyanın en tehlikeli kanser türlerinden biri olan malign melanom, yani sadece ve sadece güneş yanığı nedeniyle (ve tabii solaryum) oluşan o en öldürücü deri kanseri türü, son 50 yılda tam 150 kat artmış durumda. Tamam bir bacak hem uzun hem ince, üstüne bir de abanoz gibiyse pek bir estetik oluyor ama anacım böyle giderse melanomu da geçtik, 'bacak kanseri' diye bir şeye yakalanan dünyadaki ilk insanlar siz olacaksınız. Behçet hastalığı gibi, Türkiye'den duyulan ikinci hastalık olur artık bu da! Tövbe tövbeee ve de Allah muhafaza! Ama işte baktım gidişat kötü, biraz gözünüzü korkutayım istedim.. Kendi yararınıza.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA