Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Utancın ve umudun fotoğrafı

Bir kadim dostumun sözüdür: "İnsan kendi üstüne yıkılır. Yıkılmamak için uğraşıyorum," demişti bir gün. Acılar, mutsuzluklar. Yaşam kavgası, ihanetler. Üstünüze üstünüze gelir. Koca dalgalar gibi. Gücünüzün tükendiğini hissedersiniz. Ve an gelir, koca bir çınarın devrilmesi gibi yıkılırsınız. Bazen farkında bile olmazsınız. En tehlikelisi de budur. Bazen de yıkılmak gerekir yeniden derlenip toparlanmak için. Toplumlar da insanlar gibi. Yoksulluk, adaletsizlik, zulüm. Irmağın önünü pislikler kapatır. Su bulanır. Balçığa, bataklığa dönüşür. Ve an gelir, yıkılır kendi üstüne. Çoğu zaman da farkında olmaz çürümenin. Bilmem, gördünüz mü? Hafta içindeki Hrant Dink davasından sonra gazetelerin birinci sayfalarında kocaman bir fotoğraf yer aldı. 'Kendi üzerine yıkılmış' bir ülkenin, insanın yüreğini kanırtan kanlı tarihin fotoğrafıydı o.

HRANT'IN 'DERİN AİLESİ'

O fotoğrafta Hrant'ın eşi Rakel Dink'in yanında kadınlar vardı. Kocalarını, babalarını siyasi suikastlara kurban veren kadınlar: Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali. Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz ve kızı Bengi Heval Öz. Metin Altıok'un kızı Zeynep Altaş, Kemal Türkler'in kızı Nilgün Soydan. Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi, Uğur Mumcu'nun kızı Özge. Ve diğerleri. Yıllardır ölen sevdiklerinin "yokluklarını bir uçurum kadar derin" yaşayan, "Hepsi hüznü solgun büyüten" kadınlar..." (Bu iki dize Metin Altıok'un) Ve o kadar çoklar ki. Ve ne büyük bir utançtır ki, hâlâ adalet arıyorlar. İşte Sabahattin Ali. "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazısında "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?" diye sorar. Öldürüleceğini sezmiştir sanki. Aynen Hrant gibi. Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen katili Ali Ertekin, sadece dört yıl ceza alır. Fakat birkaç hafta sonra çıkarılan afla serbest kalır. 62 yıl sonra kızı Filiz Ali hesap soruyor. İşte Doğan Öz. Ankara'da Cumhuriyet Savcısı'ydı. O dönemde Ankara'da işlenen bazı cinayetleri araştırıyordu. 1978'de öldürüldü. Ölümünden sonra yargıç eşi Sezen Öz, eşinin dosyaları arasında iki sayfalık ilginç bir rapora rastlıyor. Raporda şimdi çok tartıştığımız Özel Harp Dairesi söz konusu ediliyor ve Türkiye'nin bir askeri darbeye sürüklenmek istendiğine dikkat çekiliyor. Suçunu itiraf eden katili İbrahim Çiftçi ise önce idama mahkum edildi. Sonra ne olduysa bir adalet komedisiyle serbest bırakıldı. Yıllar sonra MHP Genel Başkanlığı'na aday oldu, ama kaybetti. Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz, 32 yıl sonra hesap soruyor. Çünkü Teşkilat-ı Mahsusa'dan beri bu ülkede aydınlar ölür, katiller 'derin' kalır. Yakalanan tetikçiler Talat Paşa'nın tabiriyle 'kenef kâğıtlarıdır.' Paşa, Ermeni tehciri sırasında kullandığı Teşkilat-ı Mahsusa'nın içine hapishaneden çıkarılan bir sürü suçlu adam sokar. İttihat Terakki'nin bazı mensupları, "Böyle adamlara neden görev verdiniz?" diye sorduğunda, "Onlar kenef kâğıdıdır. Kullanıp atılırlar," der. Bu 'özel harp' geleneği Hrant cinayetinde de değişmedi. Gerçek katiller hâlâ ortada yok. İçişleri Bakanlığı müfettişleri olayda ihmali görülen polisleri suçsuz buldu. Bir orta oyunudur gidiyor. Bu ülkenin onuru "ahşap bir kapı gibi/ gıcırdayıp duruyor."

BU ÜLKE KANA DOYDU
Ama 'kendi üstüne yıkılan' bu ülke, artık ölü toprağını atmaya çalışıyor. O fotoğraf aynı zamanda can yoldaşlığının ve yıkılıp yeniden ayağa kalkma umudunun da fotoğrafı. "Artık çoğalmayalım" diye omuz omuza veriyorlar. "Hrant'ın 'derin' ailesi" olarak yan yana geliyor. Ne demişti Metin Altıok, 'kana gazel' şiirinde: "Kandır can veren kan dökenin de gövdesine/ delik deşiktir uykusu, kan damlar döşeğine/ sofrasında ekmek kanar bölününce /sımsıcak kan sızar su testisinden, ince ince dibine/ kan döken kurtulamaz eline bulaşan kandan/ sinekler üşüşür bıraktığı parmak izlerine/ silinmez hiç bir şeyle, akan insan kanıdır/ toprak bile içemez, sindiremez onu kendine..." Artık bu ülke kana doydu.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA