Siena, Katolik Kilisesi'nin gölgesinden uzak yaşamış nadir İtalyan şehirler devletlerinden biriydi. Siena'nın da ezeli rakibi Floransa gibi ana meydanında "il Campo" belediye binasının karşısında bir katedral yok. Siena emniyet müdürünün bana söylediğine göre İtalya'da en çok Mason'un bulunduğu kent. Roma'da haziranda yapılacak "yapay döllenme" ile ilgili referanduma "hayır" afişleri duvarları kaplarken Siena'da her tarafta "evet" afişlerini görmek mümkün. Siena'da yaşam ağırlıklı olarak turizm üzerine kurulu. Toskana bölgesinin küçük bir mücevheri kabul edilen bu şehir at yarışları "Paglio" ile ünlü. Ortaçağ'dan kalma yüzlerce asırlık bir geleneksel spor olan Paglio senede iki kez yapılıyor. Önümüzdeki iki temmuzda yapılacak at yarışları için şimdiden taraftarlar yarışa katılacak bütün mahalleleri "contrada" bayraklarla süslemişler. Siena'ya "İnebahtı'dan 400 yıl sonra Türkiye ve Avrupa" başlıklı konferansın davetlisi olarak gittim. Konuşmacılar arasında yer alan Roma Büyükelçisi Uğur Ziyal son derece açık ve akıcı konuşmasıyla büyük ilgi topladı. Ziyal Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişiyle ilgili önyargıları AB tarafından öne sürülen engelleri tek tek ele aldıktan sonra Türkiye'nin ikinci sınıf bir üyeliği kabul edemeyeceğini özellikle vurguladı. İtalyanlar akademik düzeyde de olsa Türkiye'nin AB'de kendileri için doğal bir müttefik olduğunun farkındalar. Özellikle AB'nin Akdeniz ayağının zayıf kalmasından ve Kuzeydoğu'ya doğru genişlemesinden tedirginler. İtalya'nın önde gelen jeopolitik dergisi Limes'in müdürü Lucio Caracciolo Avrupa'ya Ortadoğu ve Kafkaslardan enerji akışında Türkiye'nin önemine dikkat çekti. Caracciolo bunun bile tek başına Türkiye'nin AB'ye girmesi için yeterli olduğunu söyledi. Avrupa'da artan Türkiye karşıtlığının Türk kamuoyunun sabrını taşırıp taşırmadığı merak ediliyor. Büyükelçi Ziyan Türkiye'de AB taraftarlarının yüzde 70'lerden yüzde 60'a düştüğünü hatırlattı. Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı Büyükelçi Murat Bilhan da Türkiye'nin hep Avrupa'nın bekleme salonunda oturamayacağını, sabrının bir sınırı olduğunu söyledi. Bilhan AB'ye giren ülkelerden İspanya, Portekiz, Yunanistan, Kıbrıs; İngiltere ve İrlanda'ya problemlerinin çözümünün AB'ye girişte şart olarak öne sürülmediğini hatırlattı.
