Birbirinin eşi sitcom'lardan, sonu başından belli, klişe güldürü programlarından bunalıp ekranda yeni bir şeyler arayan seçici güldürü hastaları için atv ekranında yeni bir reçete yazılıyor: 5'er Beşer...
BKM yapımcılığında yeni bir Necati Akpınar üretimi olarak ortaya çıkan 5'er Beşer'in diziler tarafından yaratılan toz duman arasında atv ekranında fark edilmesi biraz zaman aldı. Ama görüyorum ki, başta sosyal medya olmak üzere insanlar programı daha bir dikkatle izler ve yeni bölümlerini merak eder oldular.

BİR YILDIZ DOĞUYOR
Ali Sunal her hafta 'Beşeriyete Giriş' kitabından bölümler işliyor. İnsana özgü davranışlar, alışkanlıklar, beklentiler, komedi süzgecinden geçip ekrana düşerken; izleyen herkes kendinden bir şeyler bulup 'kendi haline' gülüyor. (Bu arada herkes kitapçılara Ali Sunal'ın, yani programdaki ismiyle Aziz Güngör Esen'in Beşeriyete Giriş kitabını soruyormuş. Kitap piyasaya çıksa bestseller olacak ama henüz ortada böyle bir kitap yok!) Kadroda yer alanlardan Alper Kul zaten bu köşenin övgü şampiyonlarındandır.
BKM sahnesinde sergilediği Mağara Adamı'ndaki inanılmaz performansının tadı hâlâ damağımda. İrem Sak ve Mine Tugay da son derece başarılı.
İrem'i çok yakında Kanal D ekranlarına gelecek Gülse Birsel'in yeni komedisi Yalan Dünya'da da izleyeceğiz. Ama 5'er Beşer'in komedi sektörüne en büyük katkısı; 'Hakkı' tiplemesiyle harikalar yaratan Okan Çabalar'ı izleyiciyle tanıştırması oldu. Şu anda bir sit com yapacak olsam, başrolü hiç düşünmeden Okan'a verirdim. İki hafta önce bir kadın tiplemesiyle kendini öyle bir ortaya attı ki, aman aman...
Ali Sunal'ın hem oyunculuğunu hem kişiliğini severim. Bugüne kadar babasının anısını yaşatmak, ona yakın durmak adına yaptığı en iyi işin 5'er Beşer olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ekibin başarı basamaklarını da 5'er Beşer tırmandığını gözlemliyorum. Tabii bunu söylerken dilimi ısırmayı da ihmal etmiyorum. Zira benim beğendiğim 'rafine' komedilerin ne yazık ki ekran ömürleri fazla uzun olmuyor! (Bkz: Aşağı Yukarı Yemişlililer)