Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Yine ezberim bozuldu

Zaten bozulmaya çok meyilliyimdir. Daha doğrusu çok kolay gaza gelirim. Sabit fikirlilik ne demektir pek bilmem. İyi bir hatibin inandırıcı ve samimi sözleri, beni iki dakikada bildiğimden döndürebilir. Ayıptır söylemesi biraz yanar dönerimdir yani, ipimle kuyuya inilmez. Adama yarı yolda 'ben fikir değiştirdim' deyip ipi kesebilirim yani. Dün, haftanın en güzel saatlerini yaşadığım kahvaltı sonrası gazete faslındayım. Önce tabii ki Sabah... Yok Hıncal Uluç misali kendi yazımı okumak için değil. Okumam çünkü. Taze yazılarımı nedense bir türlü beğenmem, yaza yaza bunu mu yazmışım der, utanırım. Aynı yazıyı birkaç ay sonra okuyayım bayılırım, 'ulen ne şahane bi kadınsın sen' deyip kendimi pek överim! Manyaklık parayla değil işte, benimki de böyle...

HER GÜN MÜKERRER SEKS!
Neyse efendim konumuza dönelim... Açtım Sabah'ı ve okudum Savaş Ay'ın Ülkü Aker röportajını. Zaten pazar gazetelerini bu yüzden çok seviyorum. Her birinde bol bol yer alan röportajlar sayesinde tanıdığım yeni insanlar, dokunduğum hayatlar heyecanlandırıyor beni. Emeği geçenlerin ellerine sağlık. İşte Savaş Ay da, ünlü söz yazarı 68 yaşındaki Ülkü Aker ve minibüs duraklarında değnekçilik yapan 53 yaşındaki kocası Nazmi Kafadar'la sohbet etmiş. Ben bu ikiliyi geçenlerde televizyonda izledim. Adamın karısını canlı yayında bir dövmediği kalmıştı. Nasıl asabi, nasıl agresif, nasıl kaba saba bir adam. Yazık, çok üzülmüştüm Aker'in haline. Bana o manzara, sahil kasabasına gelmiş yaşlı ve zengin İngiliz turistlerle, bu hayattan 'yırtmak' için evlenen genç, çulsuz garsonları anımsatmıştı. Ama dün okuduklarımla fikrimi değiştirdim. Ülkü Hanım öyle mutlu ki! 68 yaşında gelinlik giydiği için, artık akşam eve eli kolu poşetlerle gelen bir kocası olduğu için, o kocayla günde birkaç kez (!) seks yapabildiği için! (Kendi deyişiyle her gün mükerrer seks...) Hey maşallah, Allah olmayanlara da versin ne diyelim. Yalnız işte 70'i beklemeden verirse diyorum, hani daha makbule geçer. Laf arasına sıkıştıralım. Gelelim bende ikinci fikir değişikliğine neden olan röportaja... Şimdi yukarda Allah var, Neco bana hiçbir zaman sempatik gelen bir adam olmamıştır.

NECO'NUN KÜÇÜK DÜNYASI
O da asabi, her an insanlara laf sokmaya meyilli, 24 saat kalp kırma potansiyeli olan bir adam gibi görünür çünkü. Ama Ayşe Arman'ın röportajındaki yeni Neco'ya bayıldım ben. Sözlerinden anladığım kadarıyla o da 60'ından sonra gerçeği bulanlardan. Hayatını küçülterek, mutluluğu ve huzuru büyütmenin formülünü bulanlardan. Dilinden düşürmediği karısı İdil, 22 aylık bebeciği Leyla ve yoldaki Ömer, adamı adeta başka birine çevirmiş. O gazete sayfalarından bile insanın üzerine üzerine gelen çemkirme halleri gitmiş, yerine şeker gibi bir adam gelmiş. Eeee ben bu durumda o İdil'i alnından öperim. Gerçekten ne varsa biz kadınlarda var. Al işte örneği!

EY BENİM SALAK KIZIM!
Ve gelelim bu iki örnek hayattan sonra bendeki değişime. Bugünlerde, yaklaşan yeni yaş dönümü kutlamalarımın da etkisiyle herhalde, 'Ben artık tamamım ya, birkaç seneye kalmaz nalları da dikerim, işim bitmiş benim' moduna girmiştim. Böyle bir kabuğuna çekilme isteği, kendimi çirkin bulma tripleri, eyvah oram buram sarktı salaklıkları... İşte bu iki hayat örneği beni kendime getirdi. Kendini yaşlı ve işi bitmiş hisseden gerizekalı Öncel'e izninizle şöyle bir 'Hoşşşt!' diyorum. Daha yeni başlıyormuşuz meğer, haberim yokmuş. O zaman hadi bakalım; vira bismillah!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA