Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Çocuklar seti bastı!

Uzun uzadıya yolculuk planları yapmak, pek bana göre değil!
Bir yerden uzaklaşma veya bir başka yere yakınlaşma isteğim anlık gelir.
O hızla valizi yaptım yaptım; gitsem mi, gitmesem mi diye düşünmeye başlayınca, oturup kalıyorum.
Bu haftanın orta yerinde de, içime böyle bir 'Kalk git' isteği gelince; fırladım Alaçatı'daki sığınağımdan, vardım İstanbul'a.
Fakat varır varmaz da, yine ani bir kararla hop uçtum geldim Mardin'e.
Pek kıymetli hemşehrim Demet Akbağ, yaklaşık bir buçuk aydır Midyat'ta film çekimindeydi, işte onun yanına. İyi ki de gelmişim. Ne güldüm, ne eğlendim.

ÇEKİMLER EĞLENCELİ AMA...
Filmi Sermiyan Midyat çekiyor. Kendi babaannesinin hikayesi 'Hükümet Kadın'.
Hikayeyle ilgili bir şey yazmayacağım ama ekip kendi içinde o kadar eğlenceli ki, ortaya nasıl bir iş çıkacağı aşağı yukarı şimdiden belli.
Yalnız bazı küçük sorunlar yaşıyorlar tabii.
Herkes iki aya yakın bir süredir, sevdiceğinden, ailesinden ayrı olduğu için, bir kere özlem tüm ekibin üzerine kabus gibi çökmüş.
İstanbul gözlerinde tütüyor.

TAŞ ATIP KÜFÜR EDİYORLAR
Ve hiç tahmin edemeyeceğiniz bir sorunları daha var; çocuklar!
Evet, Midyatlı çocuklar, ekibe karşı hiç dostane ve çocuksu davranmıyorlarmış.
Evlerin tepesine çıkıp oyunculara taş atıyor, sürekli küfür ediyor, sözlü cinsel tacizde bulunuyorlarmış.
Ağıza alınmayacak şekilde hem de...
Bir kaç kez müdahale edilince de, bellerinde taşıdıkları bıçaklarını çekip, bu kez daha ciddi saldırılarda bulunmaya kalkışıyorlarmış...
Bunu neden yaptıkları, bu durumdan nasıl bir eğlence çıkardıklarını ekip de anlayabilmiş değil! Artık görmezden, duymazdan gelip seslerini çıkarmıyorlar ama gerçekten bu işten çok sıkılmışlar.
Neden böyle yapıyorsunuz evladım?
Gerçekten ben de anlamadım.

KIRMIZI ETE ALIŞAMAMIŞLAR
Bunun dışında kırmızı et üzerine kurulu Mardin mutfağına pek alışamamışlar ve bir yemek şirketiyle anlaşarak kendilerine çözüm üretmişler. Benim gittiğim gün canları çekmiş; Adana'dan balık getirtmişlerdi.
Oysa ben de boğazına düşkün biri olarak buraya gelirken, yemeklerle ilgili ne hayaller kurmuştum.
Kafamda içli köftelerin içinde yuvarlanmak gibi fanteziler yaratmıştım.
Fakat yılın zaten 300 günü balık yiyen bir Egeli olarak; gittim yine balık sofrasının ortasına düştüm. Kısmet işte!
Ekip kaldıkları otelin arkasında karavana usulü yiyip içiyor.
Ve bütün yorgunluklarına rağmen, o geniş aile yemeklerinde, kendi aralarında çok eğleniyorlar.
Filmin kahramanı babaannenin tam sekiz oğlu var.
Eh bir de gelinler v.s...
Dolayısıyla kadro çok çıtır.
Bu film, pek çok genç oyuncunun adının duyulmasına ve yıldızlarının parlamasına neden olacak, söylemişti dersiniz.
Neyse işte daha çok yazarsam; filmle ilgili tüyolar vermekten korkuyorum, o yüzden, bu yazıya burada noktayı koyuyorum.
Ben gidip Mardin yemeklerini tadacağım.
Bir süre fosfor görmek istemiyorum.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA