Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Ayrılık acısı geçer mi?

İnsan duygularının oyuncağı mı ne? Hafıza anında siliniveriyor mu ne? Mesela acı çekerken mutlu olduğun tek bir dakikayı bile hatırlayamıyorsun.
Hatırlamak da istemiyorsun zaten. Kara bulutlar sarıyor dört bir yanını. "Sen neler atlattın..." tesellisine giren arkadaşını boğasın geliyor.
Bu kötü günlerin hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor.

GÜLÜNECEK NE VAR?

Hayat durmuş gibi, keşke hiç nefes almasaymışsın gibi...
Mutluyken ağlayıp zırladığın günler uçup gidiveriyor sanki.
Kim? Ben mi üzülmüştüm? Ben mi vazgeçmek üzereydim her şeyden?
Saçmalamayın canım. Ben hep böyle mutlu, neşeli, hayata bağlıydım.
Yaşasın hayat! Yaşasın aşk! Şu hayata kazık çakıversek keşke, ah keşke ah keşke...
Benimkisi de o hesap şu günlerde...
İçimde bir sürü duygu dans ediyor.
Mutluluk, neşe, kaygısızlık, sevgi; serçe parmaklarını takmış halay çekiyorlar. Sabahları aksi uyanmak çekti gitti. Diyelim domatesin, şeftalinin lezzeti geldi.
Evimi seviyorum artık. Takıp takıştırdığım ne varsa boş geliyor. Plansız programsızlıkla övünen ben, planlar yapar oldum artık.
Dün gece güle oynaya bulaşık makinesine tabakları yerleştirirken yakaladım kendimi.
Bunda gülecek ne var ki?

ALTINDAN KALKAMAZSIN

Ve bir anda kalbimin ortasına yangın düşüverdi. En yakın arkadaşım ayrılıkla savaşıyor benim.
Evden değil, yataktan çıkmıyor.
Yüzü gözü soldu kızın. Yemek yemiyor.
Umudunu kaybetti.
Unuttum mu o günleri? Ne çabuk?
Ayrılık ne zor, ne acıdır değil mi?
Hele o terk edilmişlik hissi.
Çoğu zaman "Geliyorum" demez. Geldi mi de gitmek bilmez.
Kocaman bir yokluk hissidir ayrılık. Hiçsindir sen, hiç.
Sevilmeye layık değilsindir besbelli.
Hem ne halta yararsın ki şu hayatta.
Çıkalım aşk meşk ayrılığından.
Biter mi ayrılık?
Bitmez. Arkadaşından ayrılırsın, işinden ayrılırsın, ailenden ayrılırsın. Ne çok terk edildiğinin farkında mısın?
Taşınması en ağır yüktür terk ediliş. Kalkamazsın altından.
Zamanla geçer derler, yalan. Zamanla ateşi dinebilir sadece.
Asla geçmez. İzi hep en derinlerinde durur öylece.
Benim gibi en mutlusuna bile 'Terk edilmek' de, yüzü düşer sadece bir saniyede.

ZAMAN KÖRELTİYOR

Her ayrılık, her terk ediliş bir çukur sanki kalpte. Bir eksiklik kuyusu. İçindeki güvenden, inançtan, neşeden çalıp çalıp kendine katan zalim bir kuyu. "Ben daha iyilerine layığım, ben iyiyim, ben güçlüyüm"lerle, "Ben sevilmeyi hak etmiyorum, yeterince iyi değilim"ler arasında kıvran dur sonra.
Boğul dur. Kavga et dur sonra.
En mutlu zamanında bir gece ansızın bütün bunları düşün dur sonra.
Sen bıraksan da geçmiş seni bırakmıyor mu ne? Her daim korkuların sinsi sinsi sırıtıyor mu ne? Geçmiş tamamıyla geçmek bilmiyor mu ne? "Üzülme arkadaşım" demekten başka elden ve de dilden başka bir şey gelmiyor mu ne?
Zaman bizi olgunlaştırmıyor da köreltiyor mu ne?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA