İstanbul Life dergisi muhabiri soruyor: "Gerçek hayatta karşınıza Hürrem Sultan gibi biri çıksa..."
Meryem Uzerli de yanıt veriyor: "Karşıma ondan parçalar taşıyan bazı insanlar çıktı. Böyle insanlardan uzak durmak ya da psikoloğa göndermek en iyisi! Çünkü ne zaman patlayacakları belli olmuyor!"
Ben muhabirin yerinde olsam bu yanıta karşılık hemen şu soruyu yöneltirdim: "Peki her hafta Hürrem'in sinir krizlerini izleyenlerin ruh sağlığı ne olacak?"
'Muhteşem Yüzyıl'da Osmanlı'nın sadece harem entrikalarıyla anlatılması beni de hayal kırıklığına uğratmıştı. Ama beni diziden asıl soğutan Hürrem Sultan'ın her bölümde artarak devam eden öfkesi, kini ve ekrana yaydığı yoğun negatif enerji oldu.

HÜRREM'İN KEMİKLERİ SIZLIYOR
Tamam, iktidar hırsı insanı bozar ama Hürrem'in hiç mi iyi yönü yok? Sanki 'Muhteşem Yüzyıl'ı, 'Yalan Dünya'daki yönetmen Tufan çekiyor!
Reyting uğruna Hürrem'i bir zombi yapmadığınız kaldı yahu! Aslında iyi fikir; Kanuni, Hürrem, Gaye Hatun vs. hepsi zombi olsunlar, diziyi komedi niyetine izleriz, sorun kalmaz.
Dizi yapanlar hep büyük araştırmalar yaptıklarını söylüyor ama bazı gerçekleri bilmiyorlar:
Hürrem Sultan'ın yardımseverliği dillere destandı. Zaman'dan Sevim Şentürk'ün 'Hürrem Sultan'a bir de bu gözle bakın' başlıklı yazısının çıktısını alıp senaryo ekibine yollamak lazım.
Hürrem Sultan daha cariyeyken bile aldığı maaşı "Burada, paraya ihtiyacım olmuyor!" diyerek Mekke'deki fakirlere göndermiş. Düşünün daha cariyeyken, geleceği belirsizken bu yardımı yapmış!
Hayırseverliği Haseki Sultan olduktan sonra da artarak devam etmiş. Uzunköprü'de de, Haseki Sultan adını taşıyan bir kervansaray ve cami inşa ettirmiş. Kudüs'ten Edirne'ye çeşitli şehirlere camiler, imaret ve kervansaraylar yaptırmış.
Bugün ölüm döşeğinde olan kime sorsanız, son isteği iyi bir insan olarak anılmak olur. Peki, yaptığı onca iyilikten sonra, biz bugün Hürrem Sultan'ı nasıl hatırlıyoruz? Onu, dizide oynayan oyuncu bile uzak durulması gereken, hastalıklı bir ruh olarak anlatıyor.
İşte Hürrem Sultan'ın yaşadığı asıl trajedi budur!