'Cenk'; ABD'den yeni dönmüştür, yakın arkadaşı 'Faruk'la bir barda buluşur. 'Ece' de mekana gelir. 'Ece', 'Faruk'la evlenme arifesindedir. Aynı gece 'Ece', 'Cenk'in Karaköy'de kaldığı eve gider. Tam ikili sevişecekken evden önce bir çocuk, sonra da abisi çıkar. Yaşanan arbedede abi merdivenlerden yuvarlanıp ağır yaralanır... 'Silsile' filmi böyle başlıyor, tek bir gecede geçiyor. Hastaneye kaldırılan adamın yakınları, evi basmaları ve sonrasında yaşananları izlerken yeni bir 'Barda' filmi mi izleyeceğiz duygusuna kapılıyorsunuz ama film bir aşk hesaplaşmasına dümen kırıyor. 'Ece'- 'Cenk'-'Faruk' arasında geçen uzun teatral konuşmalar filmin temposunu düşürüyor. Keşke alttakilerle-üstekilerin çatışması daha derinden işlenseymiş.

TARDU FLORDUN MÜTHİŞ
Her şeye rağmen 'Silsile', izlenmeyi hak ediyor. 'Çok Film Hareketler Bunlar' ve 'Sen Kimsin?' gibi popüler komedilerden tanıdığımız Ozan Açıktan, gelecek için umut vâdeden bir yönetmenliğe imza atmış. Filmin 'Lose Your Soul' şarkısıyla açılış sahnesi çok şık. Filmdeki paralel kurgu, sonlardaki teatral diyaloglar hariç su gibi akıp gidiyor. Açıktan, dar alanda iyi bir yönetmenlik çıkarmış. Görüntü yönetimi vasatın üstünde, varoş mekanlarda kamera kullanımı gayet iyi.
Tardu Flordun'un performansı diğer oyuncuları ezecek derecede etkileyiciydi.
Nehir Erdoğan'ı da beğendim.
Aslında Erdoğan, 'femme fatale' roller tercih etmeli. İlişkiye girdiği erkeklere sonunda büyük sıkıntılar yaşatan, çekici ve baştan çıkarıcı tehlikeli kadın rolleri Erdoğan için biçilmiş kaftan.
Serkan Keskin ve Aytaç Uşun'un performansları da iyi. Yerli sinemada alternatif arayanlar için 'Silsile' yerinde bir tercih olabilir.