*
Teşekkür ederim hocam. Çok güzel bir sohbetti. Rica ederim. Ben teşekkür ederim ama bir ricam olacak. n
Buyurunuz efendim. Eğer yazmaya cesaret bulabilirsen tabii.
*
Nedir hocam?
'1001 İcat' diye bir sergi kuruldu ya hani Sultanahmet'te. Onu yazmanı istiyorum.
*
Hani şu Medeniyetler İttifakı'nın açtığı sergi mi?
Evet. Irak kökenli İngiltere'de yaşayan o adamın sergisi.
*
Allah Allah...
Evet o adam 2001'de bana geldi. Dünyadan haberi olmayan bir adam. Müzemi gezdi. Ve sonra bir mektup yazıp 'Sizin hayatınızı, enstitünüzü ve bu müzenizi İngilizlere tanıtmak istiyorum' dedi. Ben, 'Hayır, vaktim yok' dedim. Ama müzeden aldığı kataloga bakarak uyduruk bir kitap yazmış. '1001 Keşif' diye. O kitabı okudum. Hemen hemen her şey yanlış. Tam manasıyla hakikatleri tahrip eden bir kitap!
*
Sergi de mi aynı?
Aynı ne kelime. Daha berbat! İslam âlimi Birûnî'nin Harran'da doğduğunu söylüyor. Oysa Birûnî, Hazar Denizi kenarında doğmuş ancak sonradan Hint kültürünü, Hindistan'daki dinleri ve bilimleri bizzat kendisi orada yaşayarak araştırmış ve bu gözlemlerini eşsiz bir esere dönüştürmüş alimdir.
*
Siz çok kızmışsınız bu olaya!
Adama kızmadım. Ama bu adamın o taklit ve tamamen yanlış olan sergisini Türkiye'ye getirilmesine aracılık edenlere kırıldım. Şimdi bu müze burada dururken 250 metre öteye o sergiyi açmak ayıp olmadı mı? İnanın hicap duydum. Çok üzüldüm.
*
Bunu yetkililerle paylaşmadınız mı daha evvel?
Bazılarıyla paylaştım. Ama aldırış etmediler. Keşke durumu gidip çok saygıdeğer Başbakanımıza anlatsaydım. Ya da Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay'a.
