Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Erkeklik zor zanaat

Her ay aldığım dergilerden GQ, 25 yaşına basmış. Bir 'erkek' dergisi GQ. Kutlamak için kalın bir sayı hazırlamışlar. Sadece bir göz atmak bile son 25 yılda hayatımızdan nelerin gelip geçtiğini hatırlama fırsatı veriyor insana.
Bir başka erkek dergisi olan Esquire, 1932
'den beri ayakta.
Aynı şekilde, yaşamı filmlere konu olan, bütün hayatını pijama ve sabahlık içinde geçiren Hugh Hefner, Playboy'u 1953'te kurdu.
Bazıları hayli değişti bu dergilerin. Ama etkili olmaya devam ediyorlar. En azından bir kavram var, 'erkek dergisi' diye. Playboy büyük bir yol açıcıydı. Üstelik çağının en önemli kültür dergilerinden biriydi. Bizde 1981'de Hıncal Uluç, benzeri bir dergi girişiminde bulundu. Hâlâ akıllarda olan Erkekçe, onun yönetiminde, her sayısı 100 bin satan bir dergiye dönüştü. Dönemin en sarsıcı röportajları, yazıları orada yayınlandı. Hıncal Abi'nin o dergiyi 'erkek dergisi' deyince akla gelen imajdan uzak tutmak için nasıl ter döktüğünü gördüm.

***
Ben asıl işin başka bir yönü üstünde durmak istiyorum: Erkeklik! Ona bağlı olarak da başka bir soru: Erkeklik nedir, öğrenilir mi, bir erkek dergisi insana neyin bilgisini verir?
İkinci sorunun cevabı basittir. Erkek dergisi bir fantezidir. Elbette eril dünyaya ait birtakım bilgiler aktarır. Ama bugün bir erkek dergisi daha ziyade 'trend'lerle, tarzlarla, tutumlarla ilgilidir. Onun dışında Esquire'ın veya GQ'nun önemi yayımladığı ciddi yazılardan gelir. Bir de iyi kötü yaşamasını öğretir insana. Ama 'erkekliği öğretmek' pek onların işi değildir.
Çünkü erkeklik öğrenilmekten ziyade edinilen bir olgudur ve bunun kaynağı da aileyle toplumdur.
Geçen gün bahsettiğim dergilerin yeni sayılarına bakarken düşündüm. Yıllar önce bu konularda dersler verirken de aklımdan geçirmiş ve hayretler içinde fark etmiştim ki, Türkiye'de, kadınlık konusu, hayli popüler ve popülist bir biçimde olsa dahi ele alınmıştır ama erkeklik konusunda dişe dokunur en küçük bir yazı, bir düşünce kırıntısı yoktur.
Türkiye'de yaşayan erkek kimdir, ne yapar, ne düşünür, zaafları nelerdir, gücü gerçek midir türünden soruları kimse üstüne alıp cevaplandırmıyor. Erkek diye bir olgu yokmuş gibi davranıyoruz. Ama bir yandan da şu toplumun eril/maço bir toplum olduğunu söylüyoruz.
Şaşırtıcıdır ama gerçekten de böyledir.
Türkiye'de beşikten mezara kadar kimse erkekliğine toz kondurmaz. Tersine, erillik sistemli bir biçimde işlenir, büyütülür, geliştirilir.
Feodal her toplumda bu iş böyledir.
Türkiye de aynı anlayış ve sistem içindedir. Her erkek, oğluyla övünür. Ama bu bir görüntüdür sadece. Asıl övünenler annelerdir. Ve asıl gerçek, işin püf noktası budur. Sağlıksız, çoğu zaman büsbütün sorunlu bir ilişki böylelikle başlar. O kadar ki, her zaman söylediğim bir sözdür, teşbihte hata olmaz diyerek tekrarlayayım, Türkiye'de erkeklerin anneleri eşleri, eşleri anneleri gibi davranır. Annenin sınır tanımaz, şımartıcı sevgisi bir yandan o oğlan çocuğunu bir türlü büyütmezken, bir yandan da onun 'kırılganlığını' pekiştirir.
Bu önemli. Çünkü 'erkek kırılganlığı' diye bir kavram zaten vardır. Türkiye'deki hayat bunu daha da abartır. Sonunda da sanıldığı gibi 'çıtkırıldım' erkekler değil, kendilerini, bilinçdışında sakladıkları o kırılganlıktan koruyacağını zannettikleri, neredeyse vahşiliğe varan bir sertlikle içli dışlı olmuş erkekler çıkar ortaya. İçinde yaşadığımız bu erkek toplumun kaba sabalığını açıklayacak daha güçlü bir anahtar yok.
Bu durumun bir başka boyutu daha var:
Türkiye'de erkek, derecesiz bir yük altındadır.
Sırtına her türlü beklenti bindirilmiştir.
O da bunun altında ezilmektedir. Eril dünya, doğası gereği sert ve acımasızdır. Buna bir de sıradan bir erkeğin evde babasından ve ailesinden, okulda öğretmenden, askerde komutandan, devlette memurdan gördüğü şiddeti ekleyin.
Ortaya çıka çıka bir yanıyla alabildiğine ezik ve kırılgan, bir yanıyla alabildiğine sert ve katı bir insan çıkacaktır.
Erkeklik budur, zor zanaattır Türkiye'de ve GQ'da bahsedilen insan değildir; olsa olsa dünyanın en mutsuz yaratığıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA