-Tribünlerde pankart ve fotoğraflar-
Fenerbahçe taraftarları, Lefter Küçükandonyadis için Türk Telekom kale arkası tribünde koreografi hazırladı.
Maçlarda çeşitli mesajlar verilen koreografi bu kez Lefter için yapıldı. Taraftar alınmayan kale arkası üst tribüne konulan renkli kartonlarla büyük boyutta 'Ordinaryüs'' yazısı yazılırken, bu tribünün alt kısmındaki pankartta da ''Hakkını Fenerbahçeliliğimize helal et'' yazısı yer aldı.
Maraton tribünü üst bölümüne ise Lefter ile Aziz Yıldırım'ın birlikte görüntülendikleri büyük boyutlu fotoğraflar asıldı.
Migros kale arkası tribünde Lefter'in elinde kupayla fotoğrafının bulunduğu ''Ver Leftere Yaz Deftere, Kalbimizdesin'' yazılı pankart yer aldı.
Stadın elektronik reklam panolarından ise ''Rahat uyu, çubuklu bize emanet'' yazısı yayınlandı.
-Türk Telekom'dan Lefter anısına dev forma-
Türk Telekom'un, Lefter'in anısına hazırlattığı dev forma tören sırasında Migros kale arkası tribünde asıldı.
Küçükandonyadis'in anısına yaptırılan 25x30 metre boyutlarındaki dev Fenerbahçe formasının tasarımı, Lefter'in oynadığı dönemde giydiği formasının birebir modellemesi olarak hazırlandı.
Dev forma, eski başkanlar, yöneticiler, futbolcular ve törene katılanlar için imzaya açıldı.
Dev forma, sarı-lacivertli ekibin 21 Ocak Cumartesi günü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda Kayserispor ile yapacağı maçta da tribünlerde dalgalandıktan sonra müzeye konulacak.
Erdoğan, Lefter için Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlenen törene katıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fenerbahçe ve Türk futbolunun ''ordinaryüs'' futbolcusu Lefter Küçükandonyadis için Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlenen törene katıldı.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na takım otobüs girişi kapısından giriş yapan Erdoğan, takım soyunma odalarının girişinde Fenerbahçe Başkan Vekili Nihat Özdemir, Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman ve futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen tarafından karşılandı.
Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile birlikte soyunma odaları koridorunda bulunan ve Fenerbahçeli sporcuların başında saygı nöbeti tuttuğu Lefter Andonyadis'in Türk bayrağı ve Fenerbahçe bayrağına sarılı naaşının yanına gitti.
Başbakan Erdoğan, burada Lefter Andonyadis'in torunları ile bir süre sohbet etti.
Lefter Küçükandonyadis'in tabutu daha sonra Fenerbahçeli futbolcular tarafından omuzlara alınarak, futbolcuların sahaya giriş yaptığı tünelden sahaya götürüldü. Başbakan Erdoğan, Lefter Küçükandonyadis'in torunları ve diğer katılımcılar da naaşın arkasından sahaya giriş yaptı.
Lefter Küçükandonyadis'in naaşı, katafalka konuldu ve futbolcular da başında saygı nöbeti tuttu. Bu sırada, Erdoğan ve beraberindekiler de sahada saygı duruşunda bulundu.
Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler, 5 dakika sahada kaldıktan sonra şeref tribününe geçti ve töreni burada izledi.
Başbakan Erdoğan'ın, Lefter Küçükandonyadis'in son günlerinde Aziz Yıldırım'a yazdığı mektup ile Aziz Yıldırım'ın Lefter Andonyadis'e cevaben yazdığı mektup okunduğunda sonra alkışladığı görüldü.
Lefter'in torunları herkesi duygulandırdı
Fenerbahçe'nin ve Türk futbolunun efsane futbolcusu, Lefter Küçükandonyadis, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda, düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Her kulüpten temsilcilerin katıldığı cenaze töreninde duygusal anlar yaşandı. Lefter'in naaşı, Profesyonel Futbol Takımı oyuncuları tarafından sahaya getirildi ve yine oyuncular tarafından stattan uğurlandı.
Sarı - lacivertli tüm yöneticiler ile diğer kulüplerden yönetici ve taraftarların hazır bulunduğu cenaze törenine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve milletvekilleri, belediye başkanları, Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay, Fenerbahçe'nin eski başkanlarından Faruk Ilgaz ve Ali Şen, eski yöneticiler, UEFA Asbaşkanı ve TFF Onursal Başkanı Şenez Erzik, Fenerbahçe'nin Sportif Direktörü ve Teknik Sorumlusu Aykut Kocaman, yüksek divan kurulu üyeleri, tüm branşlardan altyapıdaki sporcular, eski sporcular, kulüp çalışanları, Lefter'in ailesi ve yakınları ile basın dünyasından birçok isim ve yaklaşık 15 bin taraftar katıldı.
Tören öncesinde Lefter'in naaşı, Türk ve Fenerbahçe bayraklarına sarılı olarak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na getirildi. Ardından Asbaşkanlardan Ali Koç, taraftarlara yönelik olarak yaptığı konuşmada, "Buraya acımızı paylaşmaya gelen herkese teşekkürler. Camiamıza yakışan bir şekilde Lefter'i uğurluyoruz. İyi ki varsınız." dedi.
Daha sonra Lefter'in naaşı, Profesyonel Futbol Takımı'nın oyuncuları tarafından sahanın ortasına taşındı. Bu anı ayakta alkışlayan taraftarlar, "Lefter ölmedi kalbimizde yaşıyor" tezahüratında bulundu.
TORUNDAN DEDE'YE SON SESLENİŞ
Cenaze töreni saygı duruşu ile başladı. Ardından Lefter Küçükandonyadis'in özgeçmişi okundu. Daha sonra konuşmalara geçildi. İlk olarak Lefter Küçüaknadonyadis'in torunları Özlem ve Özcan Katmer, 'Dedemize son sesleniş' başlıklı şu konuşmayı yaptılar:
"Türk futbolunu, daha doğrusu Türk sporunu yüceltmiş bir insanın torunları olmanın her zaman yaşadığımız gururunu bugün burada, bu kez yüreğimiz burkularak yaşıyoruz.
Dedemizi, aklımız ermeye başlayana kadar, sadece bir dede olarak olarak biliyorduk haliyle.
Fakat bilinçlenmeye başlayıp, onun yaptıklarının farkına vardıktan sonra dünyanın en şanslı torunları olduğumuz gerçeğini anlamıştık.
Kendisini, hayata bıraktığı bunca büyük izlere rağmen, hiçbir zaman, ama hiçbir zaman bir büyüklük kompleksi içinde görmedik. Tam tersine o, mütevazilik denilen unsurun önde gelen bir temsilcisiydi adeta. Bu nedenle, bizler topluma mal olmuş olan dedemizin topluma mal olmuşluğunu dedemizin tavırlarından değil çevremizdeki insanlardan anlardık hep.
Hayata dair, kendince yapması gerekenleri fazlasıyla yapmış ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Lefter Küçükandonyadis olarak, Büyükada'sında, her zaman bağlı olduğu ailesiyle, sade bir yaşamı tercih etmişti dedemiz.
Sade bir yaşamdı seçtiği, ama her zaman, hareketli ve yorulmak nedir bilmeyen bir canlılıkta idi bu sadelik. Bu özelliği, geçen hafta hastaneye kaldırıldığı güne kadar gözlemlediğimiz bir durumdu. Rahatsız olmasına rağmen, evden dışarı çıkmak için bizimle mücadele ederdi. 3 sene öncesine kadar, bisikletiyle adada dolaşmaktan kimse onu alıkoyamazdı. Daha geçen Temmuz ayında, denizde yüzerken biz yorulmuştuk, o yorulmamıştı. Adının anlamı gibi, her zaman "Özgür"dü bizim dedemiz.
Bize her zaman vatanına milletine yakışır bireyler olmamızı öğütlerdi. Mustafa Kemal Atatürk onun en değer verdiği varlıktı. Çocukluğu ile ilgili anıları ona sorulduğunda hep anlattığı, Atatürk Büyükada'ya geldiği zaman çocukluk arkadaşı Emin Adakan'la, Atatürk'ün elini tutma, yada elbisesine deyme yarışı yapmasıydı. Bir keresinde de bunu başarmıştı ve Atatürk'ün onun başını okşaması, onun hiçbir zaman unutamadığı en özel çocukluk anısıydı. Bunun en güzel göstergesi evindeki salonun baş köşesinde ve yeri hiçbir zaman değişmeyen Atatürk büstü idi. Hayatının yazılmasına izin verdiği kitabında, olmasını istediği ilk resim bu büst olmuştu dedemizin.