Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Alın size spekülasyonun kralı

Yürüyün bre, sonunda bana da "Lozan" yazdırdınız ya... Sürüden daha fazla ayrılırsam kurt kapacak, ben de "necip Türk matbuatının teamüllerine" uydum.
Bayram değil seyran değil, bugünlerde gene bir Lozan tartışması başlar gibi oldu. Doksanıncı yıldönümüne, temmuz ayına daha çok var, hayırdır beyler?
Bildiğiniz gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşı olan Lozan Barış Antlaşması'nı eleştirenler, esas olarak orada
"Musul ve Kerkük'ten vazgeçmiş olmamıza" kızarlar, sonra buna hemen Batı Trakya'yı da eklerler.
Savunanlar da, Atatürk ve İnönü'nün "gerçekçiliğini" göklere çıkarırlar.
Osmanlı borçlarının "Anadolu'ya kalan bölümünü" ödemeyi üstlenmekle, görünürde kesinlikle reddedilen Osmanlı mirasına aslında bir ölçüde sahip çıkıldığı gerçeği pek akıllarına gelmez oysa!...
Başka bir eleştiri konusu, meslekten diplomatlarımız dururken, Lozan'a niçin bir askerin, doğru dürüst lisan da bilmeyen İsmet Paşa'nın gönderilmiş olduğudur...
Bürokrasinin asker kesimi, kuracağı yeni devlette sözü sivillere asla bırakmak istemez de ondan.
Başka bir gerçek, bazı üyeleri Lozan'daki gelişmelere karşı çıkan "ilk meclisin" tasfiye edilmiş, İsmet Paşa'nın koparabildiklerine asla ses çıkarmayacak yeni bir meclisin toplanmış olmasıdır!
Barış görüşmelerine bu amaçla ara verilmiş, 1923 seçimleriyle "çatlak seslerden arındırılmış" ve antlaşmayı tartışmasız onaylayacak yeni meclis toplanınca kalınan yerden devam edilmiştir...
Bu pek fazla öğretilmez yeni cumhuriyet kuşaklarına... Öğretilmediği için de, bugün basında "Atatürk ülkemize demokrasiyi getirdi" yazabilen zavallılar türemiştir.
Bunu yazanlar, ertesi yıl CHP'ye rakip çıkan ama gene cumhuriyetçi olan bir partinin kapatılabilmesini (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası), daha da ertesi yıl da özel bir kanunla her türlü muhalefetin yokedilmesini hiç mi hiç açıklayamazlar. Belki bütün bunlardan da haberleri bile yoktur.
Neyse, konumuz o değil...
Lozan'da "nüfus mübadelesi" fikrini herkes İsmet'in ortaya attığını sanır, oysa bunu Venizelos istemiştir.
Fakat ayrım "din esasına" göre yapıldığından, üç-beş kelimeden başka Rumca bilmeyen "ortodoks Türkler" yani Karamanlılar da zorla yerlerinden yurtlarından koparılmışlardır!
Asıl çarpıklığa geliyoruz...
Yeni Türk devletinin, bir ulus-devlet olacağı söylenen TC'nin de kuruluşu din esasına bağlanmıştır!
Karamanlı Türkler sırf Hıristiyan oldukları için gönderilmişler, Kürtler sırf Müslüman oldukları için kalmışlardır.
Türk milliyetçileri niçin Kürtler'i de bırakmamışlardır ayrılsınlar?
Irak'a eklemlenebilirler, İngiliz mandası altında bir de Kürt devleti oluşturulabilirdi, Fransız mandası altında Suriye ve Lübnan, ya da gene İngiliz mandası altında Filistin gibi... Kuzey Mezopotamya da
"Osmanlı'nın terkedilen topraklarından biri" olarak mütalaa edilebilirdi.
Niçin sırtımıza yüklediniz doksan yıllık bu kamburu, muhterem Türk bürokratları?
Alçaklara kar yağıyor üşümedin, sen bu işin sonunu düşünmedin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA