Bir deyim var, özellikle korkunç trafik kazası haberlerinde kullanıldığında gerçekten rahatsız edici bir özellik kazanıyor. Hatta çirkin kaçıyor.
Mesela şöyle: "TEM'de can pazarı!"
Sonra bir fotoğraf: Darmadağın olmuş araçlar, ölüler, yaralılar.
Bunun neresi can pazarı? Ortada "herkesin kendi canının derdine düştüğü" bir durum yok ki! Bir kaza, bir felaket var.
Fakat daha önemlisi şu ki, "can pazarı" metaforu öyle kolay kolay kullanılamayacak kadar yakışıksız.
Bir ara da hatırlıyorum...
Mısır darbesinden sonra yaşananlara, askerlerin İhvan taraftarlarının üzerine kurşun yağdırmasına "Mısır'da can pazarı yaşanıyor" diyen yazar çizerler vardı.
Belli ki, orada olup biteni hiç anlamamışlardı.
Pasif direniş düzeninde kurşunların üzerine yürüyenlerin olduğu yerde can pazarı mı olurmuş!
Diyorum ki, bu deyimi terk etsek, hiç fena olmayacak!