Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Batı'yı da Güneydoğu'ya benzetmedik mi sanki?

Çukurca'dan yine şehit haberleri geldi. PKK baskınında bu kez altı şehit vermişiz.
Anlaşılan o ki bardağı taşırması hedeflenen damlalar akmaya devam edecekler.
Ama bardaktaki suyun taşması çok zor.
Çünkü bardağın dibi delik deşik.
Sadece "Devlet"in sahip olduğu varsayılan imtiyazlar Türkiye coğrafyasının bir bölümünde bölücü terör örgütü tarafından da sahipleniliyor.
"Vatandaşlar" ı PKK da silah altına alabiliyor, onları ölüme gönderebiliyor.
Silah kullanabilme ve gerekirse öldürebilme imtiyazı, o coğrafyada yasadışı bir örgüt tarafından gasp edilmiş durumda.
"Güneydoğu Sorunu"nun içeriğindeki "Kürt Realitesi"ni "PKK Gerçeği" nden soyutlamayı 1984'ten bu yana başaramadık.
Bu gerçeğin insan kaynağını "Dağa çıkan" vatandaşlarımız oluşturuyor.
PKK'nın lojistik desteğini Irak'ta ararken, insan kaynağının bu topraklarda olduğunu görmezden gelmeyi denemedik mi?

Neden ova yerine dağ var?

Ovada yaşamak yerine dağa çıkmayı tercih etmenin nedenlerini yok edemedik.
Bu nedenleri çoğunlukla özgürce tartışamadık bile.
Siyaseti yasaklarla sınırladık.
Siyaset etmeyi silahlı kuvvetlere ve güvenlik bürokrasisine bıraktık.
Açılımları engellemeyi siyaset etmek zannettik.
Ama "Batı"da da durum Güneydoğu'dan farklı değildi özünde...
Batı'yı da Güneydoğu'ya benzetmeye çalışan cuntacılara "Rejimin bekçileri" olarak baktık.
Devletin verdiği silahları hukuk ve demokrasi düzenine çevirenleri, düzenli ve yasal ordudan soyutlayamadık.
Özde PKK'nın yaptığını yapan ve devleti, demokrasiyi, hukuku yok sayan darbecileri "Cumhuriyet muhafızları" olarak gördük.
Irkçılıkla milliyetçiliği karıştırdık.
"Bürokratik vesayet"i "Kuvvetler ayrılığı" nın yerine ikame ettik.
Siyasi partileri yaşatmayı değil kapatmayı devletin gereği olarak gördük.
Silahlı Kuvvetler'in "Eli silahlı kuvvetler" karşısında alması gereken konumu belirleyemedik.

Yeni bir dönem olmalı
Şimdi önümüzde temel tercihler var.
Önümüzdeki dönem bir yeniden yapılanma dönemi olmak zorunda.
Batı'daki her kesim hukukun üstünlüğünü ve çoğulcu demokrasiyi benimsemezse Güneydoğu'da ne barışı ne de istikrarı kalıcı hale getirmek mümkündür.
Her meseleyi "Bu iktidar gitmeli"ye endeksleyip, darbeciliği bile meşru gören anlayış 1950'li yıllardan bugüne kriz stokları üretti.
"Güneydoğu Krizi"nin rantını paylaşanlar Susurluk'ta açığa çıkartılabilirdi.
Bunu başaramadık.
Gerginlik ağalarının planlarını açığa çıkarmak istiyorsak bundan sonra yeni Susurlukları, Balyozları falan örtbas etmememiz gerekiyor.
Güneydoğu'ya çözüm olarak Et Balık Kurumu götürmeyi öneren, buna karşı daha özgürlükçü ve sivil bir anayasaya "Hayır" demeyi siyaset etmek sanan sığlıktan kurtulmalıyız.
Yeni bir dönemi başlatmamız gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA