Galatasaraylı futbolcular için yazılabilecek, söylenebilecek en çarpıcı eleştiriyi dün Beşiktaş taraftarı yaptı. Kinaye yapsa da 2-0'ın getirdiği çakırkeyif bir ifadeyle "Kümede kal, kümede kal Galatasaray" diyerek puan tablosuna vurgu yaptı.
Dünkü derbide Galatasaray'ın sorunlarının takım kalitesi eksikliğinden öteye gittiğini daha net fark etme fırsatımız oldu.
Hiç kimse Galatasaray'ın sahaya çıkan 11'ini gördükten sonra kendisi gibi iddiasız Beşiktaş karşısında bu kadar teslimiyetçi, bu kadar etkisiz bir futbol oynayacağını öngöremez... Futbolcuların kafaları o kadar dağınık, takımın oyun kurgusu o kadar bireysel ki Beşiktaş'ın fark atması işten bile değildi. Eğer Galatasaray eski günlerdeki gibi güçlü bir takım kurmak istiyorsa, yeni transferlerden önce eldeki futbolcularına mentör desteği sağlamasında fayda var.

TARİHİ FARK OLURDU
Beşiktaş'ta Quaresma ve Simao ikilisi Türkiye'ye geldikten sonraki en rahat maçlarını oynadılar. Boş alanları çok iyi kullandılar. Guti'nin ortası Aurelio'nun kafa golünü bir kenara bırakalım; siyah-beyazlı hücum hattı, yorgun Bobo bile Galatasaray defansının arasında zorlanmadı. Direkten dönen toplar kadar atılan goller bir şeyi gösteriyordu: Beşiktaş istese tarihi fark yakalayabilirdi.
Bunu başaramamasında iki önemli neden var. Beşiktaş da çok iyi değil. Daha istekli, daha kolektif ancak yetersiz bir oyun kurgusuyla oynuyorlar. İsmail'in dinamik ama verimsiz çıkışları, orta sahadaki kordinasyonsuzluk handikapları...
İlk derbi galibiyetini kazanan Tayfur Havutçu'yu kutluyorum ancak Beşiktaşlı futbolcular "Galatasaray karşısında muhteşem oynadık, 2-0 kazandık" yanlışına düşerse kupada büyük bir acı yaşar. İstanbul Büyükşehir'in hırsı da takım oyunu da, futbol kalitesi de bu Galatasaray'dan daha iyi. Yanlış bir havaya yakalanırlarsa bu futbolla 11 Mayıs gecesi üzülen taraf kendileri olurlar. Bizden hatırlatması...