Beşiktaşlı futbolcular puan cetvelinin sonlarında duran Konyaspor karşısında diyor ki, "Nasıl olsa Türkiye Kupası finali oynayıp, kazanacağız. Avrupa için kendimizi ligde niye zorlayıp, ilk 4 hesabı yapalım!"
Ancak futbolun en basit kurallarından birini unutuyorlar. Maç oynanmadan kazanılmaz. Üstüne üstlük 11 Mayıs'taki finalde rakibiniz size sürekli sıkıntılar yaşatmış İstanbul BŞB ise bu maç yabana atılamaz, kupayı kimse garanti edemez.
Avrupa'da mücadele etmeyecek bir Beşiktaş'ı düşünemiyorum! Bu kadar yıldızı kadronuzda tutacaksınız, kadronun yarısına 2.5 milyon Euro civarında paralar ödeyeceksiniz, yetmedi yönetim olarak UEFA Şampiyonluğu rüzgarı pompalayacaksınız ama Avrupa'ya bile gidemeyeceksiniz! Bu büyük bir yıkım olur ve bunun altından da kolay kolay kimse kalkamaz! Dün ligde kalma umutlarına sadece Yılmaz Vural'ın motivasyonuyla tutunan Konyaspor, maçı Beşiktaş'tan çok daha inanarak oynadı. Beşiktaş sık sık ceza sahasına atılan ortalardan gol yediği için 31'de Mehmet Sedef'in ortası ve Robak'ın kafayla attığı golün üzerinde durmayacağım. 74'de hakemin penaltı kararı üzerinde de fazla kafa yormaya gerek yok!

NİHAT VE QUARESMA ATEŞLEDİ
Dikkatimi çeken olay 66'da Nihat ve Quaresma'nın birbiriyle yaşadığı gerilim. Quaresma'nın Nihat'a çıkarmadığı pozisyondan sonra yaşanan gerginlik takıma olumlu yansıdı. O ana kadar sahada ne istediğini bilmeyen Beşiktaş daha iyi oynamaya başladı ve arkasından gol geldi. O gerilim ilk yarı olsa Beşiktaş maçı kazanırdı.
Bu beraberlik ne Beşiktaş'a yaradı ne de Konyaspor'a. Hem Beşiktaş'ın ligden Avrupa'ya giden yolu karardı, hem de Konya'nın Yılmaz Vural'la yeşerttiği ligde kalma umutları...
Not: Nihat'ın Quaresma ile yaşadığı tartışmayı futbol esprisi içerisinde anlayışla karşılıyorum. Ancak Nihat'ın maçtan sonra hangi gerekçeyle olursa olsun medyanın önünde bir meslektaşıma gösterdiği tepkiyi kabul edemiyor ve yanlış buluyorum.